İnsanlar tarihleri boyunca neredeyse yaşadıkları her yerde arkalarında bir iz bırakmışlardır. Bu izler bazen bulundukları dönemlerde günümüze gelmeden silinmiş gitmiş, bazen bin yıllar sonrasında bile bulunmak üzere çeşitli şekilde korunmuşlardır. Bazen bu izler orada bir zamanlar yaşamış insanların ardından gelen yeni yerleşmeciler tarafından kullanılmış, bulunan izlerin üstüne yeniden yapılar inşa edilmiş, eski ve yeni neredeyse ayrılamaz biçimde tekleşmiştir.

Ancak izler sadece yolların hayali çizgileri yada bir evden geri kalan kalıntılardan çok daha fazlasıdır. Bu izler o dönemde yaşamış olan insanların kültürüne, toplumlarının düzenlerine ve destanlara konu olmuş savaşlarına kadar her şeye dair birer işaret yada detay, bu izlerde saklıdır.

İnsanlar özellikle tarım yapmaya başladıktan sonra yerleşik hayata geçmişler ve mağaralar gibi doğal sığınma yerlerinden çıkıp kendi barınaklarını inşa etmeye başlamışlardır. Böylelikle ilk köyler ortaya çıkmış, daha sonra zamanla nufüsta arttıkça bu köyler şehirlere dönmüş, ve bu yerleşim yerleri yollarla ve ticaretle birbirleriyle bağlantı kurmuşlardır.

İnsanların teknolojisi geliştikçe hayatları da değişmiş ve gelişmiştir. Daha büyük ve sağlam binalar, daha iyi tasarlanmış şehirler ve daha hızlı ulaşım araçları, her ne kadar günümüzü ve modern çağları hatırlatıyorsa da, bu yenilikler antik çağlarda yaşayan insanlar içinde geçerlidir. Hatta bu dönemlerde yapılmış bazı yapılar hem dönemindeki insanları hemde bin yıllar sonra bizleri de kendine hayran bırakacak görkem ve güzelliktedirler.

Ve insan hayatını kendi inşasından daha fazla etkileyen tek şey ise doğanın kendisidir. İnsanların hayatlarını, yaratıcılıklarını ve yapılarını doğrudan şekillendiren doğa da insan hayatındaki yeri en tartışılmaz şekilde asla inkar edilemez. Bu ikisinin birleşimi ise adeta insanların hayatının kendisi olagelmiştir.

Dünyanın Yedi Harikası listesi belkide harikaların kendi kadar ünlüdür. Zaman zaman listenin içeriği değişen, dönemlere ve yapı yada doğal olarak ayrılan listenin içeriklerinin tek değişmez özelliği ise her bir sıradaki ismin insan hayatında tartışılmaz bir önem taşıdığıdır. Bu ister doğal bir güzellik ister artık izleri bile bulunamayan, sadece efsanelerde var olan yapılar olsun, hepsi hem dönemindeki hemde sonraki zamanlarda yaşayan insanlar için bir değer sahibidir.

Eski Dünya’nın Yedi Harikası bu listelerin en ünlüsü ve eskisidir. Antik dünyada insan elinden çıkan en görkemli yedi yapının olduğu bu liste 1572 yılında hazırlanmıştır. Yedi tane olmasının sebebi eski Yunan’da yedi sayısının bereketle ilişkilendirilmesinde gelir ve listenin içindeki eserlerde çoğunlukla Akdeniz çevresindeki antik dünyanın eserleridir.

Bu beşyüz yıllık listede Mısır’daki Giza Piramidi, hem en ünlü iki harika listesinde kendine yer bulmuş, hemde eski dünyadan günümüze ulaşan tek harikadır. Rodos Heykeli, Yunanistan’da Rodos şehrinde bulunmakta, yapımı 12 yıl süren 32 metre yüksekliğinde bir heykeldi. 13 metre yüksekliğindeki Zeus heykeli ise fildişi ve altın süslemeleri ile ünlüdür. Türkiye’de Bodrum’da bulunan Halikarnas Mozolesi’nin sadece kalıntıları bulunsada bir zamanlar göz alıcıydı.

Milattan önce 300 yıllarında inşa edilen 135 metre yüksekliğindeki İskenderiye Feneri, o zamanın denizcileri için gece karanlığında tehlikeli sularda yol alan gemiciler için güven ve kurtuluşa giden yolu aydınlatmıştır. Yapımı 120 yılı aşan Artemis Tapınağı, döneminde bir tapınaktan fazlası olmuş, Efes şehrinin altın döneminde bir ticaret merkezide olarak antik dünyanın en ünlü ve etkili yerlerinden biri olmuştur. Ve her ne kadar varlığı günümüzde bile tartışılır da olsa Babil’in Asma Bahçeleri hala kendini hiç göremeseler bile, insanları etkilemeye devam etmekte.

Harikaların listeleri her dönemde yeniden yapılmakta, bazen yeni üyeler bazen eskiler yeni listelerde boy göstermektedir. Kesin olan tek şey ise her ne kadar hangisinin diğerlerinden daha etkileyici olduğu tartışılsada, hiç birinin insan tarihindeki etkisi ve değeri tartışılamaz.