SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa’nın Şifası

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2025 20:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2025 20:18

Tıp insanlık tarihindeki en eski, en uzun süredir uygulanmakta olan ve icra edilen bilimlerden biridir. Tıp sadece hastalıkların ve insana gelmiş yada gelebilecek diğer zararların iyileştirilmesi değil, yaşanmaması için önlem alınması için yapılabilecek tüm uygulamaları kapsar. Bu uygulamanın bulunması, saklanması ve öğretilmesi eski çağlardan günümüze farklı şekillerde farklı kişiler tarafından üstlenilmiş, ancak ortak amaç her zaman insanların fayda görmesi olmuştur.

İnsanlık tarihinde, özellikle yazının öncesinde kalan kısmına dair pek çok bilgi zamanında ağız yoluyla aktarıldığından, insanların tarih öncesi çağlarda aslında ne kadar bilgi ve keşif yaptığını muhtemelen asla tam olarak bilemeyeceğiz. Ancak bazı bulgular bize yine de ipuçları vermekte. İlk aletlerin kullanılmasından itibaren çeşitli bitkilerin tıbbi amaçlarla kullandığı tahmin edilmekte, ama bu dönemlerde insanlar daha dağınık ve birbirlerinden izole yaşamlar sürdürdüklerinden dolayı tıp bilgileride genel olarak bulunduğu bölge ve insanların kendinde gizli kalmıştır.

Yazının, yada en azından çeşitli yollarla fiziksel kayıtların oluşturulmaya başlanması ile diğer pek çok alanda olduğu gibi tıbbın da gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Mezopotamya’da özellikle Bereketli Hilal çevresinde yaşamış olan çeşitli krallık ve ülkelere ait tıbbı metinler kil tabletler halinde bulunmuştur. Bu metinlerde vücutta görülen çeşitli belirtiler, bu belirtilerin nedenleri ve tedavilerine dair bilgiler o zamanın kısıtlı ve çoğu zaman yanlış bilgilerine ait bile olsa kayıt altına alınmış ve aktarılmıştır.

Özellikle bu dönemde eski Mısır’da yapılan bazı tedavi ve operasyonlar uygulandığı dönemler için bazen inanılmaz derecede gelişmiş görünmekte. Kuruluşundan yıkılışına kadar Nil’in çevresinde yüzyıllarca ayakta kalmış ve bilgilerini papirüslerle kayıt altına almış, günümüzdeki modern tıbbın ilk adımlarından bin yıllar öncesinde hurafelerden uzak bir tıp bilim anlayışı sergilemiştir. Kadınlarda doğurganlık sorunlarından katarakt ameliyatlarına, oldukça geniş alanlara dair çalışmalar ve kayıtları mevcuttur. Milattan önce 2200 yıllarında bile eski Mısır’da Yaşam Evleri kurulmuştur. Bu bilgilerin aslında sadece bulunabilen kısımlar olduğu hatırlandığında, insan Mısır tıbbının o dönemde tam olarak ne kadar gelişmiş olduğuna dair bir fikir edinebiliyor.

Tıbbın uygulanması ve aktarılması döneminin imkanları ve uygulandığı toplumun yapısı ile doğrudan etkilidir. Eski Türklerde o dönemde yaygın görüldüğü üzere insan sağlığının kimi ruh ve benzeri yollarla etkilendiğine inanılmakta, o dönemde inanılan çeşitli tanrıça ve benzeri inançlar bunu desteklemektedir. Ayrıca hekimlik uygulamaları da çoğunlukla şaman gibi ruhsal öncülerle oldukça iç iç geçmiş bir görevdi. Yazılı kaynak olarakta göçebe yaşam tarzından ötürü çok bir bulgu bulunmasa da, Uygur Türklerine ait, 10. yüzyıldan kalma kırk beş tane Türkçe yazılmış tomar bulunmuştur.

Türklerin Anadolu’ya gelişine odaklandığımızda ise Selçuklular ön plana çıkıyor. Bu Türk tarihinde tıbbın daha yerleşik ve kurumsal hale geldiği bir dönem. Arkasından gelecek olan Osmanlı’nın tıp bilgisinin ve tarihinin de temelini oluşturmuştur.

Osmanlı ve dolayısıyla Türk tıp tarihinde Bursa’nın ise özel bir yeri var. Bursa Osmanlı’da kurulan ilk hastane ve tıp okulunun kurulduğu şehir olmuştur.

Bursa Yıldırım Darüşşifası Osmanlı’da kurulmuş olan ilk hastane ve tıp okuludur. Yıldırım Beyazıd tarafından kurulan külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiş, yapım tarihi 1300’lerin en sonları olarak tahmin edilmektedir. Mimari olarak erken Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin bir karışımı olan binada ilk başta padişah tarafından atanan maaşlı 9 personel çalışmaktaydı. Daha sonrasında bu kadro 18’e çıkmış, 1662 yılındaki kayıtlarda ise 23 kişinin çalıştığı görülmüştür.

Daha sonrasında 18. yüzyılda Bursa’daki kalabalık sayılabilecek gayrimüslim halkın gittiği Fransız Misyon Hastanesi kendi halkına hizmet veriyordu. Modern anlamda Bursa’da yapılan ilk hastane ise Ahmet Vefik Paşa’nın emekleri sonucunda Bursa Gureba Hastanesi kurulmuştur. Bursa’nın ilk modern sağlık kurumudur ve Türkiye’nin de ilk devlet hastanesi sayılmaktadır.

Dünyadaki ilk hayvan hastanelerinden biri olan Gurabahane-i Laklakan (Düşkün Leylek Evi)’ne de ev sahipliği yapan Bursa, uzun geçmişli tıp tarihinde bir çok ilke sahip, değerli bir konumdadır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.