SON DAKİKA
Hava Durumu

Aynaya Ayna Tutmak

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2025 22:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2025 22:24

Hayatımız evimizin içindeki en küçük eşyadan yaşadığımız binaya, hatta üstünde olduğumuz gezegenin kendine kadar geçmişini ve bu günlere nasıl geldiğini bilmediğimiz, çoğu zaman merakımızı bile uyandırmayacak ufak tefek, sıradan şeylerle dolu.

Aslında neredeyse her eşyanın geçmişten gelen bir hikayesi var. İcadından günümüze yapanından, yapılma nedenine, yapıldığı yere ve ne zaman yapıldığına kadar o eşyanın bir tarihi var. Elimize aldığımız defter kalem, giydiğimiz kıyafet, ağzımıza attığımız şeker, hepsi elimizdeki halini alıncaya dek çeşitli değişimler geçirdi ve noktada olmasının bazı neden ve etkenleri var.

Bu farkındalığı çoğu zaman günlük hayatın koşuşturmacasından çoğu zaman farketmiyoruz bile. Hatta bakarken baktığımızı bile çoğu zaman farketmediğimiz objeler hayatımızın aslında ayrılmaz bir parçası… En azından biz normal insanlar için, çünkü efsanelere göre vampirler için durum farklı.

Aynalar, hepimizin günlük yaşamında sıkça kullandığı bir eşya. Ama aynaya bakarken aynayı neredeyse hiçbir zaman görmememiz fonksiyonunun bir parçası olduğundan, en bakılan ama görülmez şeylerden biri aslında. Ve bu insanlık tarihinde oldukça uzun zamandır süregelmiş bir şey.

Farsça kökenli ismi ‘ayna’, Türkçe kökenli ismi ‘gözgü’, aslında üstüne düşen ışığın tamamına yakınını geri yansıtabilen bütün pürüzsüz ve cilalı yüzeyleri kapsar. Elimizdeki küçük cep aynalarından tutun devasa binaları kaplayan mermer yada camlara, fonksiyon açısından bunların hepsi bir ayna olarak sayılabilir.

Işığı geri yansıtması için cilalanmış obsidyen taşları, yani yapılan ilk aynalara dair bulunan en eski örneğin M.Ö. 8000 yıllarına ait olduğu tahmin edilmekte. Ülkemizde Çatalhöyük’te ortaya çıkarılan, Neolitik çağa ait olan aynalar yaşları göz önünde bulundurulduğunda işlevlerini sürpriz şekilde iyi seviyede yapmaya devam etmekteler.

Sonraki dönemlerde aynalar bukundukları döneme ait en yaygın metallerden üretilip cilalanması ile üretilecektir. Zamanla metal ve cam gibi malzemelerin daha gelişmiş şekilde işlenmesinde gerekli olan teknik bilgi seviyesi yeterli seviyeye ulaştığında aynalar hem işlevsel hemde dekoratif açıdan daha komplike eşyalar olacaklardır.

En basit ayna, herhangi yansıtıcı bir yüzeyin cilalanması ile üretilmiştir. Günümüze daha yakın tarihlerde ise gümüş ve alüminyum, camla beraber kullanılarak olabilecek en net ve parlak görüntü elde edilmeye çalışılmıştır. Işık dalgalar halinde ilerleyip, bu dalgalar yansıtıcı bir yüzeye çarptığında aynı şekilde geri dönmektedir. Aynalar mümkün olan en kusursuz ve pürüzsüz şekilde üretilerek bu doğa olayını gösterir.

İnsan hayatıyla oldukça uzun zamandır iç içe olan eşyalar olarak aynaların insanlar için sadece birer obje olmaktan çıkıp daha derin anlamlar taşımaya başlaması çokta şaşırtıcı değildir. En basit işlevi sadece ona bakan insanı, o insana göstermek olan aynanın özellikle edebiyat ve görsel sanat dallarında sembolize ettiği anlamlar, bu fonksiyonuyla doğrudan ilişkilidir.

Vampirlerin kendi yansımalarını görememesi eski efsanelerde oldukça sık görülen bir bilgidir. Bunun genellikle iki nedeni vardır; aynanın yapıldığı malzeme ve aynanın ‘kişiyi yansıtıcı’ özelliği. Eski efsanelerde vampirler genel olarak ‘ruhsuz’ canavarlar olarak tanımlanır. Bu efsanelerin ortaya çıktığı dönemde aynaların yapımında cilalanmış gümüş oldukça sık kullanılan bir malzemeydi ve gümüş çeşitli kültürlerde saflığı ve zarafeti temsil eden bir metal olagelmiştir. Bunun üstüne aynanın kişiyi kendine en doğru şekilde göstermesi gibi bir diğer anlamı eklendiğinde, ruha sahip olmayan vampirlerin yansımasının olamayacağı sonucu ortaya çıkmıştır.

Türk geleneksel kültüründe de gözgünün çeşitli anlamları var. Eski Türk inançlarında ayna ölüler ile diriler dünyaları arasında bir geçiş kapısıdır. Şamanlar aynalar aracılığı ile geleceğe bakar, kendi ruhunu görür. Geceleyin aynaya bakılmaması gibi uyarılar bu eski inançlara dayanmaktadır.

Aynalar hem sıradan eşyalar hemde ‘gerçeği yansıtan’ birer sembol olarak, uzun zamandır bizimle beraberler ve insanlar kendilerine ‘bakmaya’ ihtiyaç duydukçada var olmaya devam edeceklerdir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.