SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ziraat Fakültesi

YENİŞEHİR YÖREM - Ziraat Fakültesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ziraat Fakültesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BUÜ'nün Erasmus+ KA2 Projeleri kabul edildi Haber

BUÜ'nün Erasmus+ KA2 Projeleri kabul edildi

BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, projelerde görev alan akademisyenleri makamında ağırlayarak tebrik etti. Görüşmeye, Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Ferda Arı ve Koordinatör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ceyda Uğurel de katıldı. Kurumsal gelişime katkı sağlayacak Toplantıda konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversitenin Avrupa Birliği projelerine yönelik stratejik hedefleri ve güncel politika öncelikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kabul edilen projelerin üniversitenin araştırma kapasitesine ve kurumsal gelişimine önemli katkılar sağlayacağını vurgulayan Yılmaz, çalışmada emeği bulunan herkese teşekkürlerini iletti. Mesleki eğitim modeli oluşturulacak "AgriVOLTages - Agrivoltaics for Sustainable Agriculture and Renewable Energy Integration in VET" isimli projenin yürütücülüğünü yapan Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Onur Taşkın ise projenin Lomza Uluslararası Uygulamalı Bilimler Akademisi koordinasyonunda yürütüleceğini söyledi. Çalışmada Türkiye ile birlikte Polonya, İtalya, Belçika, Danimarka ve Bulgaristan'dan ortakların da görev alacağını aktaran Doç. Dr. Taşkın, projeyle yapay zeka destekli karar araçları, VR tabanlı eğitim modülleri ve yenilikçi hibrit öğrenme ağı geliştirerek agrivoltaik alanında dijital, kapsayıcı ve yeşil bir mesleki eğitim modeli oluşturmanın amaçlandığını aktardı. Öğrencilerin yeşil kodlama becerileri geliştirilecek "Education for Green Engineering, Energy-efficient Networking, and Code Optimization in Higher Education" isimli projenin yürütücülüğünü yapan Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Demirbağ da projenin Krakov Teknik Üniversitesi koordinatörlüğünde, Türkiye'nin yanı sıra Polonya, Slovenya, Yunanistan, Litvanya ve Çek Cumhuriyeti'nden kurumların iştirakiyle gerçekleştirileceğini belirtti. Bu projeyle, üniversite öğrencilerinin yeşil kodlama becerilerinin geliştirilmesi ve ilgili eğitim müfredatlarının hazırlanmasının amaçlandığını vurgulayan Doç. Dr. Demirbağ, projede Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Adem Uzun ve Doç. Dr. Sabri Becerikli ile Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi proje uzmanı Öğr. Gör. Dr. Özhan Sağlık'ın araştırmacı olarak görev aldığını belirtti.

BUÜ’den 'Sürdürülebilir Gelecek' için güçlü adım Haber

BUÜ’den 'Sürdürülebilir Gelecek' için güçlü adım

Projeye dair bilgi veren Doç. Dr. Asuman Cansev, ilk aşama olarak Bursa’nın dezavantajlı bölgelerindeki okullarda görev yapan 30 Fen Bilimleri öğretmeninin, teorik ve uygulamalı eğitimlere katıldığını aktardı. Program boyunca 10 teorik ders ve 8 atölye çalışması gerçekleştirildiğini söyleyen Cansev; "Bu eğitimler sayesinde, öğretmenler hem sürdürülebilir yaşam ünitesi hakkında yeni bilgiler edindi hem de bu bilgileri sınıflarında uygulayabilecekleri pratik deneyimler kazandı. Bu çalışmaların, 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yenilenen ortaokul Fen Bilimleri derslerinde yer alan sürdürülebilir yaşam öğrenme çıktılarının desteklenmesine önemli katkılar sunması hedefleniyor" ifadelerini kullandı. BUÜ öncülüğünde hayata geçirilen projeye, Bursa Teknik Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Singer firmasının da destek verdiğini açıklayan Doç. Dr. Asuman Cansev; "Üniversitemiz öğretim görevlisi Edip Koşar'ın eğitim koordinatörlüğünü üstlendiği projede, Ziraat Fakültesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Yasemin Şahan ve Öğr. Gör. Prof. Dr. Sine Özmen Toğay, Fen-Edebiyat Fakültesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Elif Tümay Özer gibi isimler bulunuyor. Ayrıca, Bursa Teknik Üniversitesi Öğr. Gör. Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar ve Öğr. Gör. Doç. Dr. Gökçe Taner, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğr. Gör. Prof. Dr. Neşe Yaşar Çeğindir ve Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü AR-GE Biriminden Şükrü Bayram da ekibe katkı sağlıyor" dedi. Projenin bir sonraki aşamasında, Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle belirlenecek üç pilot okulda 7. sınıf öğrencilerine yönelik çalışmalar yapılacağı bilgisini de paylaşan Doç. Dr. Cansev; "Bu aşamada, öğrenciler sürdürülebilir yaşam konusunda karşılaştıkları sorunları belirleyecek. Proje uzmanları tarafından verilecek seminerlerin ardından, öğrenciler çözüm önerilerini yazılı, resim veya karikatürlerle ifade edecekler. Ortaya çıkan ürünler hem projenin çıktıları olarak kullanılacak hem de okullarda düzenlenecek sergilerde yer alacak. Bu program sayesinde, öğretmenler aracılığıyla binlerce öğrenciye ulaşılması ve sürdürülebilir yaşam bilincinin geniş kitlelere yayılması hedefleniyor" şeklinde konuştu.

Şeftalinin 120 çeşidiyle 'koleksiyon bahçesi' oluşturdular Haber

Şeftalinin 120 çeşidiyle 'koleksiyon bahçesi' oluşturdular

BUÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümran Ertürk, fakülteye ait bir arazide şeftali yetiştiriciliği yaptıklarını söyledi. Hem öğrencilerin okuldan sonraki hayata hazırlanmaları, hem Bursa şartlarına uygun çeşitlerin sağlanması açısından oluşturulan bahçede 500'ün üzerinde nektarin ve şeftali ağacı bulunduğunu dile getiren Ertürk, "120 çeşitten oluşan koleksiyon bahçemiz var. İspanya'daki ıslahcı firmadan geldi. Bu çeşitlerin Bursa şartlarındaki adaptasyonu denenerek bölgeye uygun olanlarının yetiştiriciler tarafından tercih edilip üretilmesi için çalışmalar yürütüyoruz" dedi. Bahçelerinde nektarin, basık şeftali, beyaz, sarı ve kırmızı etli şeftali gibi onlarca sofralık çeşit bulunduğunu belirten Ertürk, şöyle devam etti: "Ayrıca bu bahçede üreticilerin şeftali ağaçlarına uygulayacağı terbiye sistemlerini oluşturabilmesi için de çalışmalar yürütüyoruz. 8 farklı şeftali ağacında terbiye sistem uygulandı. Bu sistemlerden en iyileri üreticilere tavsiye edildi. Bursa eskiden şeftali üretimiyle bilinirdi ama Çanakkale'ye kaptırdı. Bursa'yı tekrar şeftalisiyle anılır hale getirmek için çalışmalar yürütüyoruz." "Yunanistan, yıllık 500 bin ton işlenmiş şeftali ihraç ediyor" Ertürk, bu çeşitler olgunlaştığında aşırı derecede tatlılık verdiğini belirterek, "Sert iken bile tatlı olan şeftalilerimiz. 120 çeşidin hepsi Bursa içi uygun değil. Uygun olanları, verimli olanları Bursalı çiftçiler bahçelerinde üretiyor" ifadesini kullandı. Bahçelerinde Bursa'da üretimi yapılmayan sanayiye uygun 10 çeşit sarı şeftali de bulunduğuna dikkati çekerek, "Amaç sanayiye yönelik yeni bahçelerin kurulması ve konserve ve sanayiye ürün tedariki sağlayarak ekonomiye katkı değer oluşturmak. Konserve ve sanayiye uygun çeşitler yetiştirilerek hammadde sağlamayı amaçlıyoruz. Yunanistan, yılda 500 bin ton sanayilik şeftali üretiyor ve işleyerek ihraç ediyor. İşlenmiş şeftali ihracatı biz de yapabiliriz. Bursa üretim ve sanayisi açısından buna çok müsait" diye konuştu. "Öğrenciler hasat ediyor" Bahçelerinde hasadın haziran ayında başlayıp eylül sonuna kadar sürdüğünü aktaran Ertürk, "4 ay şeftali hasat ediyoruz. Bu sezonun uzaması açısından, 4 ay boyunca taze ürün sağlanması açısından önemli" dedi. Prof. Dr. Ertürk, fakültede 15 Haziran'dan sonra staj programı başladığını anlatarak, şunları söyledi: "İkinci sınıf öğrencileri çiftlik stajı yapıyor. 9 bölümün öğrencileri hasat ediyor. Eylül sonuna kadar sürüyor. Öğrenciler nektarin ve şeftali çeşitlerini tanıyorlar. Şeftalide ne var hasadı nasıl yapılıyor görmüş oluyorlar. Bitki koruma öğrencileri hastalık ve zararlılarını öğreniyorlar. Hem onların öğrenmesini sağlıyoruz hem üretim yaparak döner sermayeye katkı sağlıyoruz hem de üreticilere yol gösterici çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenciler, koleksiyon bahçesinde okuldan sonraki hayatları için tecrübe kazanıyor." Hasat ettikleri ürünleri kampüs alanı içindeki satış yerlerinde satışa sunduklarını belirten Ertürk, "Memurlar, akademisyenler, öğrenciler bazen özellikle gelen vatandaşlar alıyor. Satılmadığı zamanlarda meyve suyuna ya da marmelata işleniyor. İlaç kullanımını biz hasat başladıktan sonra kesiyoruz. Az ilaç kullandığımız için doğala yakın az ilaçlı ürünümüz oluyor. Bu durum ağaçlara hastalık ve zararlıların bulaşmasına yol açıyor ama biz bunu göze alarak ilaçlama yapmıyoruz" diye konuştu.

“1 milyar insan günde 2 litre su ile yaşamak zorunda” Haber

“1 milyar insan günde 2 litre su ile yaşamak zorunda”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, OMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda öğrencilere ve akademisyenlere 'Suyun Önemi ve Anlattıkları' isimli konferans verdi. Önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yusuf Demir, "Ciddi anlamda kısıtlı su ile yaşıyoruz. Türkiye yıllarca su zengini ülke olarak anlatıldı ama su zengini değil su fakirliği sınırında olan bir ülkeyiz. 112 milyar metreküp suyumuz var. Nüfusumuz resmi rakamlarla 85 milyon, gayri resmi rakamlarla 95 milyondur. Böldüğünüzde bin 200 metre, bin 300 metreküp gibi bir rakam düşüyor. Bir ülkenin su zengini olması için kişi başına düşenin 8 bin metreküp su olması gerekiyor. Hatta Türkiye’nin belirli bölgelerine baktığınız bazı bölgelerin su fakirliğine girdiğini ve dünyada da kriz çok büyüyor. Dünyada da baktığınızda şu anda 2,4 milyar insanın sağlık sudan yoksun olduğunu görüyoruz. 1 milyar insan günde 2 litre su ile yaşamak zorundadır" diye konuştu.  "Dünyada 1 milyar insan bizim el yıkarken tasarruf ettiğimiz su ile 1 gününü geçirmek zorunda"  Prof. Dr. Yusuf Demir konuşmasının devamında şunları söyledi:  "Normalde su ile elinizi yıkarken harcadığınız su 3,5 litredir. Bu musluğu sensörlü musluk hâline getirsek 1,2 litre harcıyoruz. Yani yaklaşık el yıkarken 2 litre suyu tasarruf ediyoruz. Dünyada şu an 1 milyar insan bizim bir el yıkarken yaptığımız tasarruflu su ile günlük bütün ihtiyaçları karşılamak zorundadır. Hâlbuki bir insan günde 2 buçuk- 3 litre su içmelidir. O su bizim bildiğimiz kalitedeki su değildir. Bu nedenle ciddi bir kriz var. O nedenle dünyada su savaşlarının yolu açıldı diyoruz. UNESCO’nun yayımladığı rakamlarına göre böyle devam ederse önümüzdeki 20 yıl içerisinde 750 ile 1 milyar arası insanın ülkeleri terk etmesi söz konusudur. 1 milyar insanın kıtalar değiştirmesi söz konusudur. Dünyayı böyle bir tehlike bekliyor. Günümüzde 2 tane kavram gelişti. Karbon ayak izi ve su ayak izidir. 85 milyon insanın 1,5 yılda evde ve sanayide kullandığı suyu biz tarımda boşa akıtıyoruz. Su gittiği yere enerji götürür. Bir damla ve litre suyu buz haline getirmek için ortam bünyesine aldığı enerji 80 kaloridir. Yine 1 litre suyun buhar haline dönüşmesi için ortama verdiği enerji 600 kaloridir. Bu enerji dönüşümü dünyadaki küresel iklim, havanın soğuması, ısınması ve bütün dengeleri oluşturuyor. Evimizdeki klima ve buzdolaplarını temel prensibini oluşturuyor."  "Geçmiş dönemdeki savaşların arkasında kaynak savaşları var"  OMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan, "Su hayatımızın en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Su günlük temel ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde pek çok kullandığımız ürün de ham maddesidir. Dolayısıyla geçmiş yüzyıllardan itibaren insanlık hep kaynak savaşları içerisinde oluyor. Geçmiş yıllardaki savaşlara bakıldığında önünde başka nedenler olsa da inançlar, dinler, fetih arzuları gibi ön nedenler olsa da bu savaşların arkasında kaynak savaşları olduğunu görürsünüz” ifadelerini kullandı.  Konferans sonunda Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan, Prof. Dr. Yusuf Demir'e verdiği konferanstan dolayı plaket takdim etti. Konferansa ayrıca Prof. Dr. Muharrem Özcan da katıldı.

Kıbrıs'ın yerli arı ırkı koruma altında Haber

Kıbrıs'ın yerli arı ırkı koruma altında

Uygulamaya konulan projenin ilk ayağında halihazırda Kıbrıs adasında bulunan arı ırklarından hangisinin yerli ırk olduğu saptanacak. Daha sonrasında, yapay zeka desteği de kullanılarak davranış ekolojisi belirlenerek, yerli Kıbrıs arısının yerinde korunması sağlanacak. Proje kapsamında başta Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği olmak üzere, bütün arıcılarla iletişime geçilerek, isteyen arıcılar da projeye dahil edilecek. Arıcılar, yerli Kıbrıs arısında hastalık ve zararlı yönetimi konularında eğitilerek verimliliği nasıl artıracakları konusunda da bilinçlendirilecek.  Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi İtalya’da seminer verdi  İtalya Sürdürülebilir Bitki Koruma Enstitüsü’nün daveti ile İtalya’nın Napoli kentine giden Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Salih Gücel, Kıbrıs’ta yürütülen geleneksel arıcılık faaliyetleri ile ilgili bir seminer de verdi. İtalya Bitki Koruma Enstitüsü’nden bilim insanlarının yanı sıra Napoli bölgesinden pek çok arıcının da takip ettiği seminerde, kırsal alanlardaki doğal ekosistem alanlarından elde edilen doğal balın ne kadar kıymetli olduğu da vurgulandı.  Prof. Dr. Özge Özden: “İtalya Sürdürülebilir Bitki Koruma Enstitüsü ile yürüttüğümüz projeye isteyen arıcılarımızı da dahil edeceğiz.”  Prof. Dr. Özge Özden, seminer vermek için gittikleri İtalya’da İtalya Sürdürülebilir Bitki Koruma Enstitüsü Üyesi Dr. Gennaro Di Prisco ile Kıbrıs’ın yerli arı ırkına yönelik başlattıkları ortak projenin detaylarını da görüştüklerini söyledi. Prof. Dr. Özden, İtalya Sürdürülebilir Bitki Koruma Enstitüsü ile birlikte uygulamaya aldıkları proje ile iklim değişikliği, sürdürülebilir arıcılık ve yapay zeka desteği ile Kıbrıs’ın yerli arı ırkının takip edilerek korunmasına yönelik çalışmalar yürüteceklerini vurguladı.  Yerli ırkları koruma altına alarak adanın ekolojisini de korumayı en önemli önceliklerden biri olarak belirlediklerini ifade eden Prof. Dr. Özge Özden, “Diğer yandan ülkemizde yerleşik yetiştiricileri de destekleyerek verimlilik artışına da destek olmayı hedefliyoruz. İtalya Sürdürülebilir Bitki Koruma Enstitüsü ile yürüttüğümüz projede de Kuzey Kıbrıs’taki arıcılarla iletişime geçerek isteyen arıcılarımızı projeye dahil etmeyi planlıyoruz” ifadesini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.