SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tıp Fakültesi

YENİŞEHİR YÖREM - Tıp Fakültesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tıp Fakültesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hastalıklar ilaçlar yerine hücrelerle tedavi edilecek Haber

Hastalıklar ilaçlar yerine hücrelerle tedavi edilecek

Liv Hospital Rejeneratif Tıp Kök Hücre Üretim Merkezi Direktörü ve İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Karaöz, Bursa'da düzenlenen bilgilendirme toplantısında hekimlere yönelik kök hücre temelli hücresel tedaviler ve gen terapileri hakkında önemli bilgiler verdi. Hücresel tedavilerin modern tıbbın en hızlı gelişen alanlarından biri olduğunu belirten Prof. Dr. Karaöz, "Bugün artık birçok hastalık, ilaçlar ya da cerrahi yöntemler dışında hücrelerle de tedavi edilebiliyor. Normal şartlarda hastalıklar ilaçlarla, cerrahi yöntemlerle, kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerle tedavi edilirken, son 30 yılda birçok hastalığın artık hücrelerle de tedavi edilebileceğini öğrendik. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Japonya, Singapur, Güney Kore gibi ülkelerde hücresel tedaviler birçok hastalık için artık rutin uygulama haline geldi. Türkiye olarak biz de Sağlık Bakanlığı'nın onayıyla üretilen hücresel ürünleri kliniklerde kullanabilir hale geldik. Bu da bizim ülkemizin bu konuda lider ülke olma yolunda çok değerli ve çok önemli bir adım" şeklinde konuştu. Kanser hücrelerinin vücutta bağışıklık sisteminden kaçarak çoğalabildiğini ve klasik tedavilerle her zaman yeterince etkili sonuçlar alınamadığını belirten Karaöz, "Modern tıp, bu kanser hücrelerini durdurmak için uzun yıllardır kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler kullanıyor. Ancak bazı kanser türlerinde bu yöntemler ne yazık ki sınırlı başarı sağlıyor. Oysa vücudumuzda aslında kanserle savaşabilecek bağışıklık hücreleri var. Bu hücreler normalde bakteri veya virüs gibi yabancı organizmaları tanıyıp yok edebiliyor. Ancak kanser hücreleri o kadar akıllı ki, sekiz farklı mekanizmayla bu savaşçılardan kaçabiliyorlar" ifadelerini kullandı. Karaöz, CAR-T teknolojisiyle bağışıklık hücrelerinin laboratuvar ortamında genetik olarak yeniden programlandığını ve sadece kanser hücrelerini tanıyıp yok edecek hale getirildiğini söyledi. Karaöz, "Hastanın kendi bağışıklık hücrelerini alıyoruz, gen transfer teknolojileriyle eğitiyoruz ve yeniden vücuda naklediyoruz. Bu şekilde yalnızca kanserli hücreler hedef alınarak yok ediliyor, sağlıklı hücrelere zarar verilmeden kişiselleştirilmiş bir tedavi sağlanıyor. Ülkemizde de en geç önümüzdeki yıl biz bu teknolojiyi önce hematolojik kanserlerde, ardından solid organ tümörlerinde ve daha sonra otoimmün hastalıklarda kullanmaya başlayacağız" dedi. Hücresel tedavi alanının istismara açık olduğuna dikkat çeken Karaöz, "Sahada, bilimsel dayanağı olmayan uygulamalara ne yazık ki rastlıyoruz. Merdiven altı üretimler ya da yurt dışına yönlendirilen hastalar bu alanın en büyük sorunlarından. Biz de bu nedenle ekip olarak il il gezerek hekimlere bilimsel temelli, etik çerçevede doğru bilgileri aktarıyoruz" diye konuştu. Adana, Gaziantep ve Samsun'un ardından bilgilendirme toplantılarının dördüncü durağının Bursa olduğunu belirten Karaöz, bu toplantıların Trabzon, İzmir ve Ankara ile devam edeceğini söyledi.

Organ naklinde en çok merak edilenler Haber

Organ naklinde en çok merak edilenler

Aktunç, bir alıcıya yerleştirilen organın ikinci bir kez alınıp başka bir alıcıya yerleştirilmesinin mümkün olmayacağını ifade etti.   Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Erol Aktunç, her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında kutlanan Organ ve Doku Bağış Haftası öncesi gazetecilere açıklamalarda bulundu. Organ bağışının önemine dikkat çeken Aktunç, hayati sürecin önemine vurgu yaptı.  Her yıl bir kaç bin adet organ bağışı yapıldığını en sık ise karaciğer ve böbrek nakillerinin yapıldığını hatırlatan Aktunç şöyle konuştu:  "Organ nakli insanların herhangi bir hastalık ya da bir başka olay nedeniyle çalışmayı durduran organlarının yerine canlı ya da vefat etmiş donörlerden alınan organların yerleştirilmesi ve normal vücut yeniden sürdürülmesinin sağlanmaya çalışılması işlemidir. Organ bağışı bizim ülkemizde yıl içerisinde birkaç bin adet yapılıyor. En sık karaciğer ve böbrek nakilleri yapılmakta. Ama bunun yanında başka doku ve organların nakilleri de daha az sayı yapılmakta. En çok böbrek yetmezliği hastalarının böbrek nakli ihtiyaçları olmakta. Bir de tabii karaciğer nakli ihtiyaçları olmakta ancak bekleme sırası hiçbir zaman bağışçıların sırasından daha kısa olmuyor."  "Normal bir ameliyattan daha farklı bir riski yok"  Aktunç, cerrahi işleme tabi olan organ bağışının insanları korkuttuğunu ancak normal bir ameliyattan farklı bir risk olmadığını belirterek şöyle dedi:  "İhtiyaç her zaman daha fazla oluyor. Çekindikleri birkaç yön olabiliyor insanların. Bir kere canlıdan organ alınması bir cerrahi işlemi gerektiriyor. Bu cerrahi işlem tabii doğal olarak insanları korkutuyor. Cerrahi işlem normal bir ameliyat şeklinde yapılıyor ve normal bir ameliyatın risklerini taşıyor. Onun dışında ek bir risk bulunmuyor. Zaten donörlerin, canlı donörlerin tamamıyla sağlıklı bireylerden oluşması gerekmekte. Bu nedenle organ alımı öncesinde donörlerin sağlık testleri vücuttaki bütün diğer organların çalışma durumları kontrol ediliyor. Bunun sonrasında da kendi istekleri olursa eğer alınabilecek olan organlar. Bunlar camdan alınabilecek organlar iki tane böbrek bir tanesi alınabiliyor. Bir de karaciğerin bir parçası. Alınıp canlıdan nakil edilebiliyor. Diğer durumda vefat eden kişilerden yapılan transplantasyonlarda başka organların da alınması mümkün. Tabii yakınlarına sorulduktan sonra canlı donörlerden organ alımı sırasında normal ameliyat riskleri mevcut. Bunun ameliyat öncesinde ameliyat ekibi zaten hastalara açıklıyor ama normal bir ameliyattan daha farklı bir riski yok. Alınan organlar canlılardan alınan organlar, böbrek ve karaciğer oluyor. İnsan normal şartlarda tek bir böbreğiyle hayatını normal hayatını sürdürebilme yeteneğine sahip. Karaciğerden alınan uygun bir parçada tekrardan karaciğerin kendini yeniden üretme kapasitesi nedeniyle belli bir süre sonra yerine konuluyor. Dolayısıyla canlı donörlerden organ alımı bu iki organın alımı konusunda normal bir ameliyatın taşıdığı risklerden daha fazla risk yok."  "Alıcıdan başka alıcıya kullanılması mümkün değil"  Aktunç, başka bir noktada ise "Bir donörden alınmış herhangi bir organ, alıcıya yerleştirildikten sonra, eğer fonksiyon görüyorsa, o alıcıda kalıyor" diyerek, nakledilen organın kalıcılığını ve nakil sonrası sürecin ciddiyetini anlattı. Aktunç, "Bir donörden canlı ya da vefat etmiş bir donörden alınmış herhangi bir organ bir kere bir alıcıya yerleştirildikten sonra tekrardan kullanılması mümkün değil. O alıcıdan eğer fonksiyon görüyorsa alıcının hayatının sonuna kadar o alıcıda kalıyor. O alıcıdan bir daha alınıp da başka bir alıcıya; o alıcı vefat ettikten sonra dahi kullanılması mümkün değil" diye konuştu.

Üniversiteli genç kızın vurulma anı kameraya yansıdı Haber

Üniversiteli genç kızın vurulma anı kameraya yansıdı

Mersin'de tıp fakültesi öğrencisi üniversiteli genç kızın sokak ortasında vurulma anı kameralara yansırken, olay yerinden kaçan zanlı Adana'da yakalandı. Kamera görüntülerine göre zanlının genç kızın geçiş güzergahında aracının içinde pusu kurduğu görülürken, rahat tavırları pes dedirtti.  Edinilen bilgiye göre, dün akşam saatlerinde evine gitmeye çalışan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Nidanur N., merkez Yenişehir ilçesi Çiftlikköy Mahallesi'ndeki kız öğrenci yurdu önünde hastanede teknisyen olarak görev yapan Ersin K. tarafından pompalı tüfekle vuruldu. Olayın ardından zanlı bölgeden kaçarken, her iki bacağından da ağır yaralanan üniversiteli genç kız, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan genç kızın sağ bacağının dizüstünden kesildiği, sol bacağının ise ise ağır hasarlı olduğu kızın yoğun bakımda olduğu öğrenildi.  Tıp öğrencisinin hastanede tedavisi devam ederken, Mersin Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yerinden kaçan zanlıyı yakalamak için çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda şüphelinin Adana'ya kaçtığını tespit eden ekipler, yaptıkları başarılı operasyonla zanlıyı suç aletiyle birlikte yakalayarak gözaltına aldı.  Ayrılığı hazmedememiş  Yakalandıktan sonra Mersin'e getirilen şüphelinin alınan ilk ifadesinde, Nidanur N. ile sevgili olduklarını, genç kızın kendisini terk etmesine öfkelendiği için vurduğunu söylediği öğrenildi.  Olay anı kameralara yansıdı  Öte yandan olay anı bölgede bulunan bir güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, aracında pusu kuran Ersin K.'nın, sokakta evine doğru yürüyerek giden Nidanur N.'nun yanına giderek birden fazla pompalı silahla ateş ettiği anlar yer aldı. Genç kıza 6 el ateş eden Ersin K.'nın, arabasına binip olay yerinden uzaklaştığı anlar da yer alırken, şüphelinin rahat tavırları dikkat çekti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.