SON DAKİKA
Hava Durumu

#Medicana Sağlık Grubu

YENİŞEHİR YÖREM - Medicana Sağlık Grubu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Medicana Sağlık Grubu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

RSV’den aşı ile korunmak mümkün Haber

RSV’den aşı ile korunmak mümkün

Sonbahar ve kış aylarında sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonlarından biri olan RSV (Respiratuvar Sinsityal Virüs), özellikle bebekler, ileri yaş grupları ve kronik hastalığı bulunan bireyler için hayati riskler taşıyor. Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Burgazlıoğlu, RSV’ye karşı geliştirilen yeni nesil aşıların önemine dikkat çekerek, risk gruplarındaki bireylerin korunması gerektiğini vurguladı. "Rsv, sadece çocukların değil, yaşlıların da tehdidi" Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Burgazlıoğlu, RSV'nin yalnızca çocukluk çağı hastalığı gibi algılanmasının yanlış olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "RSV, her yaş grubunu etkileyebilir. Ancak en büyük risk, 65 yaş üzerindeki bireylerde, kronik kalp ve akciğer hastalıkları olanlarda ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde ortaya çıkıyor. Ayrıca, erken doğan bebeklerde ve ilk 2 yaş altındaki çocuklarda da ağır tablolara yol açabiliyor. RSV aşısı, özellikle belirli risk gruplarına öneriliyor. 65 yaş ve üzerindeki bireyler, kronik kalp veya akciğer hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler, hamile kadınlar (özellikle 32-36. gebelik haftaları arasında)." "Hamile kadınlara uygulanan RSV aşısı, doğacak bebeği ilk altı ay boyunca RSV enfeksiyonlarına karşı koruma altına alabiliyor, diyen Dr. Burgazlıoğlu, aşının sonbaharda RSV sezonu başlamadan önce, yapılmasının önemini vurguladı. Yapılan bilimsel çalışmalar, RSV aşılarının oldukça etkili olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Burgazlıoğlu, "RSV aşıları, 65 yaş üzeri bireylerde yüzde 70’e kadar koruyuculuk sağlıyor. Bu, yoğun bakıma yatış ve zatürre gibi ciddi komplikasyonların önlenmesinde çok değerli bir katkı sunuyor. İnfluenza (grip) aşısı gibi her yıl tekrar edilmesi zorunlu olmayan RSV aşısı, tek doz ile en az bir RSV sezonu boyunca etkili koruma sağlayabiliyor. Aşı uzun vadeli koruyuculuğuna ilişkin çalışmaların sürüyor. Aşı şimdilik yılda bir kez uygulanıyor. Fakat bireylerin kendi risk profiline göre, hekime danışarak düzenli kontrol ve takip yaptırması çok önemli" dedi. Dr. Burgazlıoğlu, RSV'nin bireysel sağlık kadar toplum sağlığı açısından da tehdit oluşturduğunu vurgularken, özellikle risk gruplarının aşı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi: "RSV enfeksiyonu hastaneye yatışı, solunum desteği ihtiyacını ve ölüm riskini artırabiliyor. Geliştirilen aşılar sayesinde artık bu riski önemli ölçüde azaltmak mümkün. Hedef gruptaki bireylerin, gecikmeden hekimlerine başvurarak aşı planlamalarını yaptırmaları büyük önem taşıyor."

Güneş kremleri cildi tam korumayabilir Haber

Güneş kremleri cildi tam korumayabilir

Deri kanserlerini önlemenin yolları arasında güneşin zararlı ışınlarından korunma ilk sırada geliyor. Bunun için bazı önemli noktalara dikkat edilmesi ve düzenli güneş koruyucu kullanılması gerekiyor. Medicana Sağlık Grubu Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, güneşin cilt üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi. Güneşten korunmak için günlük olarak güneş koruyucuların düzenli kullanılması çok önemli. Ancak bununla birlikte koruyucu giysi giymek ve güneşten sakınmak gerekiyor. Son yüzyıl içinde güneşlenme alışkanlığının ortaya çıkmasıyla birlikte tüm dünyada deri kanserlerinde artış meydana geldiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, "Güneş ışınları, deri kırışıklığının, yaşlanmasının, lekelenmesinin ve kanserinin ana sebebidir. Dermatologlar genellikle hastalarına güneşten korunmalarını önerir. Toplumu bu konuda bilinçlendirme uğraşlarına rağmen deri kanseri sıklığı her geçen yıl artmaktadır" dedi. "Güneş koruyucu içindeki maddeler alerjiye sebep olabilir" Güneşten koruma faktörü (Sun Protectıon Factor-Spf) güneş koruyucu ürünün deriyi güneş ışınlarının ortaya çıkardığı deri kızarıklığından koruma yeteneğini ifade ettiğini belirten Uzm. Dr. Ümit Bostancı, "Bir güneş koruyucu kremin suya dayanıklı olması için 40 dakika su içinde kaldıktan sonra SPF değerinin değişmemiş olması yani aynen ilk sürüldüğü andaki gibi koruyor olması gerekir. Güneş koruyucular deride tahriş ve temas egzamasına sebep olabilirler. Bazı ülkelerde alerjik deri egzamasının en önemli sebebidir. Alerjiye güneş koruyucu içindeki kimyasal maddeler sebep olur" diye konuştu. Günlük düzenli güneşi koruyucu kullanımı deride D vitamini sentezini engellemediğini belirten Uzm. Dr. Ümit Bostancı, "Yine bu ürünlerin kanser yapıcı etkisi tespit edilmiştir. Losyon ve krem formunda güneş koruyucular en sık kullanılan ürünleridir. Yağlı ciltlerde losyonlar, kuru ciltlerde kremler tercih edilmelidir. Güneş kremleri 3-4 saat kadar koruma sağlar sonra tekrar sürülmesi gerekir. Güneşten korunmak için sadece güneş koruyucular yeterli olmaz. Onun için giysi ile korunduğumuz kadar dikkatli de olmalıyız. Özellikle pamuklu giysiler belirgin bir güneşten koruma sağlarken geniş kenarlı şapkalar yüz için özellikle iyi koruma sağlarlar. Piyasada pek çok güneş koruyucu ürün seçeneği bulunmaktadır. Hastaların cilt tiplerine ve ihtiyaçlarına göre koruyucuyu seçmesine yardımcı olmak çok önemlidir. Açık tenli sarışın kimseler en az SPF 50 güneş koruyucular kullanmalı. Öğle saatlerinde güneşte kalmamalıdır. Önemle belirtilmesi gereken nokta hiçbir güneş koruyucu kremi cildi tam olarak korumaz. Ürünler cildi sağlıklı ve genç tutmak için günlük düzenli kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Bu besinler vücudun su ihtiyacını destekliyor Haber

Bu besinler vücudun su ihtiyacını destekliyor

Yaz aylarında sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı yükseliyor; metabolizmamız da bu duruma adapte olmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra sıcak havalarda terlemeyle birlikte vücudumuzda su ve mineral kaybı yaşanıyor. Tüm bu değişikler, sağlıksız ve yanlış beslenme ile birleştiğinde ise baş dönmesi, bayılma hissi, bulantı gibi sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor. Metabolizma terleme ile vücut ısısını dengede tutulmaya çalışsa da, aşırı sıcaklarda sadece terleyerek vücut ısısı dengede tutulamayacağını ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hande Güngör, "Ayrıca şişmanlık, herhangi bir hastalığa bağlı yüksek ateş, aşırı sıvı kaybı (dehidrasyon), kalp hastalığı, ruh ve sinir hastalığı, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile tedavi hedefli bazı ilaçların (tansiyon düşürücüler, idrar söktürücüler gibi) kullanımı da sıcak havalarda terlemeyi etkileyen diğer faktörlerdendir. Bu gibi durumlarda yükselen vücut ısısı beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabilir. Sıcak havalarda metabolizmanın uyum becerisini arttırmanın en önemli yollarından biri beslenmedir" dedi. Yeterli sıvı alımı hayati öneme sahip Uzm. Dyt. Hande Güngör, şöyle devam etti: Özellikle susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 12-14 su bardağı sıvı tüketilmelidir. Kafein, alkol ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için tüketilmemelidir. Sıvı alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışı sıvı alımında kahve, çay, şekerli ve gazlı içecekler gibi kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları, meyve ve sebze suları, sade maden suyu tercih edilmelidir. Eğer doktor tarafından sıvı alımı kısıtlanmış veya idrar söktürücü ilaç kullanılması söz konusu ise ilgili doktora başvurmak gerekir." Mineral kaybına dikkat Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı ve mineral alınması gerektiğini belirten Uzm. Diyetisyen Hande Güngör, "Terlemeyle sodyum, kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi mineraller büyük ölçüde kaybedilir. Mineral kayıplarının önüne geçmek için peynir, zeytin, kuruyemiş gibi sodyum kaynaklarından, yumurta, süt ve süt ürünleri ve koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum kaynaklarından, muz, pazı, patates ve baklagiller gibi potasyum kaynaklarından, tam tahıllar, badem, havuç, hurma, ayçiçeği ve muz gibi potasyum kaynaklarından zengin beslenmek gerekir. Su oranı yüksek, mevsimine uygun sebze ve meyvelerden destek alınmalıdır" şeklinde konuştu. Su oranı yüksek gıdalarla serinleyin Uzm. Dyt. Hande Güngör, "Yaz mevsimde öne çıkan su içeriğinden zengin salatalık, marul, kabak, kavun, karpuz, limon, ananas, çilek, üzüm gibi yiyeceklerin çiğ tüketimi sıvı ihtiyacının karşılanmasını destekler. Mide kramplarına sebep olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir. Bu gibi besinler tüketilecekse yavaş ve küçük porsiyonda tüketilebilir" dedi. Güngör, "Vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir. Tüm sebze ve meyvelerin iyi yıkanması gıda güvenliği açısından önem taşır. Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı, yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı. Sağlıklı pişirme yöntemlerine geçin "Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır" diyen Uzm. Dyt. Hande Güngör,"Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin, tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulma riski olan besinler açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Gıda zehirlenmelerinin önüne geçmek için bitkisel bazlı beslenme tercih edilmelidir. Sıcak yaz aylarında bu beslenme önerilerine özen göstererek sağlıklı bir yaz geçirilebilir" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.