SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mahkeme

YENİŞEHİR YÖREM - Mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Mahkeme beraat verdi, ben sizi rahat ettirir miyim" diyerek oğluna çarpan taksicinin ağabeyini vurdu Haber

"Mahkeme beraat verdi, ben sizi rahat ettirir miyim" diyerek oğluna çarpan taksicinin ağabeyini vurdu

Olay, saat 02.00 sıralarında Kemalpaşa Mahallesi ilçe stadı yanında meydana geldi. 5 ay önce taksi sürücüsü Melih G.'nin çarptığı Eyüp A.'nın (43) oğlu yaralandı. Mahkeme taksici hakkında beraat kararı verirken, Eyüp A. dün akşam kaza yapan taksicinin ağabeyi Mustafa G.'yi müşteri gibi arayarak kendisini almasını istedi. Taksici Mustafa G., arayanın müşteri olduğunu zannederek belirtilen adrese gitti. İlçe stadyumunun arkasına gelen taksiye binen Eyüp A., belindeki silahı taksiciye doğrulttu. Taksi içerisinde kurusıkı tabancayla ateş eden Eyüp A., silahın kabzasıyla da Mustafa G.'yi darbetti. Silah seslerini duyan vatandaşlar durumu emniyete bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri Eyüp A.'yı gözaltına alırken, yaralı taksici ambulansla İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Şüpheli Eyüp A., "Benim çocuğum köpek yavrusu muydu. Vurdunuz geçtiniz. Mahkeme beraat verdi. Ben sizi rahat ettirir miyim" dedi. Polis olayla ilgili inceleme başlattı. "Gereken önlemler acilen alınmalı" İnegöl Taksiciler Kooperatifi Başkanı Mesut Ekren, taksicinin yaralandığı olaya tepki gösterdi. Ekren, "Akşam 12-1 arası gece İnegöl Devlet Hastanesi'nde çalışan bir taksicimiz artık gasp mı diyelim, hürriyetten alıkoyma mı diyelim. 5 ay önce yaşanan bir kaza sonucu şahsın oğlunun yaralanması sebebiyle mahkeme sürecinin sonuçlanmasıyla beraat kararı almıştır taksici arkadaşımız. Fakat karşıki taksiciyi gasbetmeye çalışan, hürriyetinden yoksun bırakmaya çalışan şahıs, özel telefonla çağırarak taksici arkadaşımızı rehin almıştır. Bu nedenle akşam üzücü bir olay yaşadık. Arkadaşımıza silah doğrultarak, kafasına iki sefer silahın kabzasıyla vurarak yaralamıştır. Nasıl diyeyim yani arkadaşımızın olayla alakası yoktur, kardeşinin yapmış olduğu bir kaza sebebiyle suçu ağabeyine yapmıştır. Akşamki yaşadığımız olay üzücü bir olay. İnşallah bundan sonra yaşamayız. İnegöl Taksiciler Kooperatif Başkanı olarak taksici esnafımızın arkasındayız. Emniyetimizin, kolluk güçlerinin bizlerin yanında olmasını bekleriz, desteklerini bekleriz. Bundan sonra bu olayların yaşanmaması için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. İnşallah bundan sonra da yaşamayız" dedi.

Yargıtay'dan mal sahibi ve kiracıları ilgilendiren emsal karar Haber

Yargıtay'dan mal sahibi ve kiracıları ilgilendiren emsal karar

İçtihat Bülteni Uygulaması'ndan edinilen bilgiye göre, Avukat Fatih Karamercan, İzmir'de bulunan bir bürosunu satışa çıkardı. Daha sonra kiracılarına, alıcıların büroyu görmek istediklerini aktardı. Kiracılar, büroyu gösterme konusunda tutarlı davranmadıkları için konuyu arabuluculuk aşamasına taşıdı. Taraflar, arabuluculuk aşamasında da anlaşamadı. Bunun üzerine, Fatih Karamercan vekili aracılığıyla TBK m. 319/2 hükmü kapsamında kiralananın gösterilmesi istemli olarak İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açarak ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilmesini de talep etti. İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği için talebi reddetti. Fatih Karamercan vekili aracılığıyla kararı istinaf etti. Ancak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi de, davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile istinaf talebini reddetti. Ankara, Antalya ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına göre yargılama sürelerinin uzunluğu, mülkiyet hakkının kapsamı, kiraya verenin gecikme sebebiyle muhtemel alıcıları kaçırması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle TBK m. 319/2 hükmü kapsamında açılan davalarda ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın alıcılara gösterilebileceği yönündeyken İstanbul, İzmir ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına göre ise , davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyatî tedbir talepleri reddedilmekteydi. Fatih Karamercan, kendi davasına benzer olaylar hakkında verilmiş Ankara, Antalya ve Konya ile İstanbul, İzmir ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık olduğundan bahisle Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nden görüş alınmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'ndan uyuşmazlığın giderilmesi için talepte bulundu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu, talebi yerinde görerek talebi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne iletti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise verdiği uyuşmazlığın giderilmesi kararında, "Mahkemece, ülkemizdeki yargılama sürelerinin uzunluğu, mülkiyet hakkının kapsamı, kiraya verenin gecikme sebebiyle muhtemel alıcıları kaçırması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle AİHS m.6 da düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilen hakka ulaşmanın kolaylaştırılması bakımından, şartları oluştuğunda ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir" diyerek kiraladığı taşınmazı satmak isteyen mal sahiplerinin önündeki zorlulukları kaldıran ve alıcılara gösterilemediği için malın daha düşük bedellerle satılmasının önüne geçen emsal bir karara imza attı. Karara ilişkin değerlendirmede bulunan İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan, "Kira hukukuna ilişkin seminerler verirdim. Başkalarının dosyalarına bakardım. Bu sefer kendi başıma gelen bu dosyada kiracım, kiralananın gösterilmesine izin vermedi. Arabuluculuk aşamasında da anlaşamayınca, İzmir 8. Sulh Hukuk (yargılama aşamasında İzmir 19. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden) kiralananın gösterilmesi istemli dava açtık. İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilmesi iznine ilişkin talebimizi, davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği için reddetti. Kararı istinaf ettim. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi de, istinaf talebimizi reddetti. Bunun üzerine, kendi davama benzer olaylar hakkında verilmiş Ankara, Antalya ve Konya ile İstanbul, İzmir ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık olduğundan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nden görüş alınmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'ndan uyuşmazlığın giderilmesi için talepte bulundum. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu, talebimi yerinde görerek talebi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne iletti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise şartların oluşması durumunda, kiralananın gösterilmesine iznine ilişkin istemli davalarda ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilebileceğine karar verdi. Sonuç olarak, çoğu taşınmazın ve özellikle büyük fabrikaların, kiracıların keyfiyetine bırakılarak gösterilmediği bu yüzden milyon dolarlık kayıpların da olduğu tarafımdan gözlemlenmiştir. Kiracıların uygulamada, mal sahiplerini zora sokacak şekilde kiralananı göstermeme konusunda sürekli bahaneleri oluyordu. Bu kararla artık bu gibi kayıpların önüne geçilerek kiracılarına keyfiyetine kalmadan taraflar tabii ki, arabuluculuk sürecinde daha önce uzlaşamamışlarsa, mahkeme yoluyla hızlı bir şekilde ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilmesine izin verilecektir ve bu şekilde de hem alıcılar hem satıcılar zarar görmeyecek, hem de mal başkasına satılabilecektir." dedi.

Yargıtay’dan 1 milyon 201 bin öğretmeni ilgilendiren emsal karar Haber

Yargıtay’dan 1 milyon 201 bin öğretmeni ilgilendiren emsal karar

İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, borçlu öğretmen, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı maaşının 1/4’ü ile ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına dair talebinin Dinar İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini, maaşıyla zor geçindiğini, eşinin hamile olması sebebiyle doktor kontrolleri ve takviye gıdalar sebebiyle ek masrafları olduğunu, ikâmetgâhı Fethiye’de olduğundan görev yaptığı Dalaman’daki okula gidiş-dönüş her gün toplam 110 km yol kat ettiğini ileri sürerek, maaşının 1/4’ünü aşan kısım olarak ek ders ücretine uygulanan haczin kaldırılmasını talep etti. İlk Derece Mahkemesi talebin kabulüne karar verdi İlk Derece Mahkemesi, Dinar İcra Müdürlüğünün dosyasında borçlunun maaşının 1/4’ü ile ek ders ücretinin tamamının ayrı ayrı haczedildiği, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyetin kabulüne, borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına, borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya (şikâyetçiye) iadesine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi hükmü kaldırdı ancak yeniden hüküm kurarak borçlu öğretmenin lehine karar verdi Bölge Adliye Mahkemesi, şikâyetçi tarafın, ek ders ücretinin tamamı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin (maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4 ü kadar haciz kesintisi yapılması gerektiğinden bahisle) kısmen kabul edildiği anlaşıldığından şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan talep olmadığı halde fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle alacaklının istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulü ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulundu. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, “İİK’nun 83. maddesinde kısmen haczi caiz olan şeyler sayılmış olup, ek ders ücretlerinin maaştan sayılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda bu ücretin tamamının haczedilmesine yasal bir engel yoktur” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi’nin hükmünü bozdu. Bölge Adliye Mahkemesi kararında direndi Bölge Adliye Mahkemesi, somut olayda, alacaklı vekilinin duruşmadaki beyanında belirtildiği üzere borçlunun maaşı üzerinde uygulanan haczin maaşının 1/4’ü oranında olduğu, borçlunun, kendisi ve ailesinin geçinmeleri için lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra maaş ve ek ders ücretinden en fazla 1/4 (oranında) haciz uygulanması gerektiğinin değerlendirildiği, buna göre de maaş ve ek ders ücret toplamının 1/4’ü üzerindeki haczin kaldırıldığı gerekçesiyle direnme kararı verdi. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edildi ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: "Ek ders ücretinin ancak dörtte biri haczedilebilir " Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal niteliği taşıyan kararını verirken şu ifadeleri kullandı. “ Açıklanan hukuki dayanaklardan yola çıkıldığında ek ders ücreti; aylık ders görevi dışında verilen derslerin karşılığı olarak ödenen ücret olarak tanımlanabilir. Bu anlamda olmak üzere ek ders ücreti 2004 sayılı Kanun’un 83 üncü maddesi kapsamında aylık ‘maaş’ dışında ek ders görevi karşılığı ödenen bir ücrettir. Belirtmek gerekir ki, yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı Kanun’un 83 üncü maddesinde ifade edilen ücret kavramına her türlü ücret dahildir. Gerek bedeni gerekse fikri çalışma sonucu elde edilen her türlü ücret bu kapsamdadır. Bu itibarla, ek ders ücretinin de madde metninde yer alan ‘her nevi ücret’ kapsamına girdiği açıktır. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.”

Yargıtay'dan öğretmenlerin ek ders ücretine haciz kararı Haber

Yargıtay'dan öğretmenlerin ek ders ücretine haciz kararı

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki bir devlet okulunda görev yapan öğretmen, ek ders ücretinin haczedilmesi üzerine İcra Mahkemesi'nin yolunu tuttu. Borcundan dolayı hakkında başlatılan icra takibinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı maaşının 1/4'ü ile ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına dair talebinin İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini bildirdi. Maaşıyla zor geçindiğini, eşinin hamile olması nedeniyle doktor kontrolleri ve takviye gıdalar sebebiyle ek masrafları olduğunu, ikâmetgâhı başka bir ilçede olduğundan görev yaptığı ilçedeki okula gidiş-dönüş her gün toplam 110 kilometre yol kattetiğini ileri sürerek maaşının 1/4'ünü aşan kısım olarak ek ders ücretine uygulanan haczin kaldırılmasını talep etti. MAHKEMENİN KARARINI İSTİNAFA GÖTÜRDÜLER Mahkeme; şikâyetin kabulüne, borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına hükmetti. Alacaklı firma avukatı kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, istinaf isteminin kısmen kabulü ile İcra Mahkemesinin kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulü ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4'ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdi. Davalı kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Bölge Adliye Mahkemesi, ilk kararında direndi. Kararın yeniden temyiz edilmesiyle dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine geldi. "HER NEVİ ÜCRET" Kararda, 2004 sayılı Kanun'un 83. maddesinde ifade edilen ücret kavramına her türlü ücretin dahil olduğuna dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi: "Gerek bedeni gerekse fikri çalışma sonucu elde edilen her türlü ücret bu kapsamdadır. Bu itibarla, ek ders ücretinin de madde metninde yer alan "her nevi ücret" kapsamına girdiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesine göre ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığının açık olduğu, haczedilemezliğe ilişkin hususların kanun ile düzenlenmesi gerektiği, istikrarlı uygulamanın ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığı ve tamamının haczedilebileceği yönünde olduğu, direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir. Ne var ki, alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir."

Bagajda ceset şoku! İki arkadaşını öldürdü! Zanlının akli dengesinin... Haber

Bagajda ceset şoku! İki arkadaşını öldürdü! Zanlının akli dengesinin...

İki kez müebbet hapis talebiyle yargılanan Ahmet Burak Demir, eczacı kalfası Serdar Ergun’a aralıklarla 500 bin lira borç verdiğini, alacağını istediği için tehdit edildiğini, bu nedenle cinayeti işlediğini öne sürdü. Mahkeme heyeti, akıl sağlığı ile ilgili tedavi gördüğünü söyleyen sanık Ahmet Burak Demir’in doktorunun tanık olarak dinlenmesine, şahsın Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verdi. Eczacı kalfası Serdar Ergün'den (47) haber alamayan yakınları, polise kayıp ihbarında bulunarak en son Ahmet Burak Demir isimli kişiyle görüldüğünü söyledi. Soruşturma başlatan polis ekipleri, şehir güvenlik kameralarından Serdar Ergün'e ait 16 BT 773 plakalı mavi renkli Seat Leon marka otomobilin İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde olduğunu tespit etti. Bunun üzerine Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ekipleriyle irtibata geçti. Harekete geçen ekipler, Büyükçekmece ilçesi Sinanoba Mahallesi Ertekin Caddesi üzerinde seyreden otomobili durdurdu. Otomobilin sürücüsü Ahmet Burak Demir’i (41) yakalayan ekipler, otomobilde yaptıkları aramada bir tabanca ve Serdar Ergün'ün cesedini battaniyeye sarılı ve başından vurulmuş halde bagajda buldu. Şüphelinin, öldürdüğü eczacı kalfasının cesedini araca yükleyip 200 kilometre yolculuk yaptığı öğrenildi. Zanlı Ahmet Burak Demir emniyette verdiği ifadesinde, Serdar Ergün'ün çalıştığı eczaneye borcu olduğunu ve Ergün'ün parayı istedikten sonra küfür etmesiyle birlikte öldürdüğünü, oda arkadaşı Murat Kutlu'yu ise evde otururken küfür ettiği için öldürdüğünü söyledi. Ahmet Burak Demir'in Bursa'nın Osmangazi ilçesi Tahtakale Mahallesi'ndeki evine giden İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Murat Kutlu'nun da cansız bedenini evde bedeninden ayrılan başını ise buzdolabında buldu. Ahmet Burak Demir'in evdeki köpeği de öldürdüğü tespit edildi. "CESEDİNİ OTOMOBİLİNE KOYUP İSTANBUL'A GİTTİM" Çite cinayetin zanlısı Ahmet Burak Demir, işlemlerinin ardından Bursa'ya getirildi. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından sorgulanan ve çelişkili ifade veren Demir'in, "Eczanede kalfa olarak çalışan Serdar'dan kullandığım bazı ilaçları alıyordum. Olay günü alacak verecek meselesi için kendisini çağırdım. Küfredince öldürdüm. Cesedini otomobiline koyup İstanbul'a gittim, kredi kartıyla harcama yaptım. Daha önce de ev arkadaşım olan Murat Kutlu'yu da bana küfrettiği için tabancayla öldürdüm" dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ahmet Burak Demir, çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. SORUŞTURMA 7 AY SÜRDÜ Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma 7 ayda tamamlandı. İddianamede, Ahmet Burak Demir'in arkadaşı Kutlu'yu evinde 3 kurşunla öldürüp, başını vücudundan bıçakla ayırarak buzdolabına koyduğu, bedeninin geri kalanını ise poşete koyup balkona bıraktığı, balkondaki köpeği de bıçak ve balta darbeleriyle öldürüp evi terk ettiği iddialarına yer verildi. YARGILANMASINA BAŞLANDI İki cinayetle ilgili ağırlaştırılmış müebbet talebiyle dava açılan Ahmet Burak Demir yine çelişkili ifadeler kullandı Demir, akıl sağlığı ile ilgili tedavi gördüğünü Serdar Ergun'la ilaçlarını almak için gittiği eczanede tanıştığını söyledi. Ahmet Burak Demir, Serdar Ergun’la aralarında arkadaşlık ilişkisi olduğunu, aralıklarla toplamda 500 bin lira borç verdiğini, alacağını istediğinde tehdit edildiğini öne sürdü. Ahmet Burak Demir savunmasında "Serdar Ergun, beni birkaç kere tehdit edince, kendimi güvende hissetmedim. Bu nedenle kafamda öldürme fikri oluştu. Serdar Ergun'u öldürdükten sonra İstanbul'a polise teslim olmak için gittim. Polis ekipleri, beni yakalamamış olsaydı ben kendim teslim olacaktım” dedi. Mahkeme heyeti, akıl sağlığı ile ilgili tedavi gördüğünü söyleyen sanığın doktorunun tanık olarak dinlenmesine, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verip duruşmayı erteledi.

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar Haber

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar

Kocası tarafından hakarete uğrayıp tehdit edildiğini iddia eden davacı kadın ile karısının kendisinin izni olmadan ortak edinilmiş malları abisine verip elden çıkardığını iddia eden karşı davacı kocanın çekişmeli boşanmasında son kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemez" dedi. İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, Bitlis'te eşiyle geçinemeyen kadın, avukatı aracılığıyla boşanma davası açtı. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkiline sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etti. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi boşanma davasını reddetti İlk Derece Mahkemesi, davalı erkeğin, kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacı kadının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirerek kadının davasının reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulundu. "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi kadına kusur olarak yüklenemez" Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Kararda şu ifadeler yer aldı: "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bu emsal kararı ile kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin boşanma sebebi olamayacağına karar vermiş oldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.