SON DAKİKA
Hava Durumu

#Damla Sulama

YENİŞEHİR YÖREM - Damla Sulama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Damla Sulama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İklim krizi artık soyut bir tartışma olmaktan çıkmıştır Haber

İklim krizi artık soyut bir tartışma olmaktan çıkmıştır

Yenişehir Ovası’nda artan sıcaklıklar, azalan yağışlar ve barajlardaki kritik seviyeler bölgenin tarımsal geleceğini tehdit ettiğini belirten Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Erkan Erdem, “İklim değişikliği artık uzak bir kavram değil; çiftçinin tarlasında her gün yaşadığı bir gerçek” diye konuştu. Erdem, son beş yılda Bursa genelinde ortalama sıcaklığın 1,2 °C arttığını, yaz yağışlarının ise yüzde 25 azaldığını hatırlatarak şunları söyledi: “Yenişehir Ovası artık sadece iklim değişikliğini değil, ihmali de yaşıyor. BUSKİ verilerine göre baraj doluluk oranı yüzde 1 seviyesine kadar geriledi. Buna rağmen su yönetimi hâlâ dağınık. Kuraklık mevsimsel değil, yapısal bir hale geldi.” Değişen iklim koşulları ve artan kuraklığın bu yaz çiftçileri ciddi biçimde zorladığını ifade eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüştüğüm birçok üretici, ürün desenini değiştirmeyi düşündüğünü; özellikle suya yüksek ihtiyaç duyan mısır gibi ürünleri artık ekmek istemediğini, hatta bazı tarlalarını nadasa bırakmayı planladığını ifade etti. Sıcak hava dalgaları ürünün çiçeklenmesini bozuyor, toprakta tuzluluk artıyor. Bu yıl biber üreticilerinin bir kısmı verimin üçte birini kaybetti. Köprühisar köyünde üretim yapan bir çiftçi yaşananları şu sözlerle anlattı: ‘Eskiden sabah suladığımız tarlayı akşama kadar nemli tutardık, şimdi öğlene kalmadan kuruyor. Kuyudan çektiğimiz su da azaldı. Böyle giderse önümüzdeki yıl sulama maliyetine yetişemeyiz.” Toprak sağlığının bozulduğunu vurgulayan Erdem, bilimsel üretim planlamasının zorunlu hale geldiğinin altını çizdi. Erdem sözlerini şöyle tamamladı: “Toprak yoruldu. Artık nadas dönemlerine izin vermek ve ürün dönüşümü uygulamak şart. Her yıl aynı ürünü ekmek, toprak yapısını bozuyor. Münavebe hem organik maddeyi artırır hem de hastalık ve tuzluluk riskini azaltır. Yeraltı suyu kuyularının kontrolsüz kullanımına dikkat çekmek istiyorum. Acil bir su yönetimi planı yapılmalıdır. Her çiftçi kendi kuyusuna yönelince ova boşalıyor, zemin çöküyor. Bu artık bireysel değil, ortak akılla yönetilmesi gereken bir mesele. BUSKİ, DSİ, Ziraat Odası ve üretici birlikleri aynı masaya oturmalı. Aşırı kuyu suyu kullanımı yalnızca su kaybına değil, toprağın yapısına da zarar veriyor. Konya Ovası’nda kontrolsüz kuyu kullanımı büyük obruklar yarattı. Aynı tabloyu Yenişehir’de görmek istemiyoruz. Yeraltı suyunu hesapsız çekmek, toprağın altındaki boşlukları büyütüyor. Bir gün bir tarlanın ortasında çukur açılması işten bile değil. Bu mesele artık dünya raporlarının konusu değil; bizim biberimizin, domatesimizin, toprağımızın meselesi. Eğer bugün suyu, toprağı ve çiftçiyi korumazsak, yarın bu ovanın sesi kalmayacak. Yenişehir Çevre Platformu’nun Talepleri şöyledir: Su Yönetim Planı: Yeraltı suyu çekimi ve baraj kullanımı ortak protokolle denetlensin. Erken Uyarı Sistemi: Dolu, don ve sıcak hava dalgalarına karşı çiftçiye SMS bilgilendirmesi yapılsın. Eğitim Programı: Çiftçilere “iklim akıllı tarım” uygulamaları için yerinde eğitim sağlansın. Toprak Koruma Hattı: Yenişehir Ovası erozyon ve kimyasal kirlenmeye karşı pilot bölge ilan edilsin. Destek Reformu: Damla sulama ve gölgeleme yatırımlarına özel hibe programı açılsın. Erdem açıklamasını şöyle tamamladı: “Yenişehir Ovası sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin sofralarına hayat veren bir bölge. Bu toprağın bereketi tükenirse, kentteki herkesin sofrası eksilir. Bu yüzden ses çıkarıyoruz. Toprak susuz, çiftçi yalnız… ama birlikte olursak bu ovanın yeniden nefes almasını sağlayabiliriz.”

Hayvan gübresiyle 40 kilograma ulaşan kabaklarını taşımakta zorlandı Haber

Hayvan gübresiyle 40 kilograma ulaşan kabaklarını taşımakta zorlandı

Meyve bahçesinin bir kısmında kendi tüketeceği kadar fasulye, biber, domates ve bal kabağı yetiştiren çiftçi Yurdagül Çavdar, ekimde soğukların etkili olmasıyla bahçesindeki son ürünleri toplamaya gitti. Bal kabaklarını iki haftadır görmeyen Çavdar, yaprakları kaldırdığında 40 kilograma ulaşan 2 kabak görünce mutlu oldu Elleriyle kabaklarını seven ve onlarla konuşan Çavdar, "Kabaklarım nasıl olmuş böyle; maşallah. Otların arasına da saklanmışlar. Torunum kadar olmuş." dedi. Bu kadar büyümesi için damla sulama ve hayvan gübresi dışında bir çabasının olmadığını dile getiren Çavdar, "Hayvan gübresi kullandım. Hayvan gübresinin yaptığını hiçbir gübre yapmaz. Hayvan gübresinin yerini kimyasallar tutar mı? Bir de yerini sevdi herhalde bu kadar büyüdü. Bir kişi kaldıramaz bu kabağı" diye konuştu. Çavdar, kabağı bıçakla parçalara ayırmanın zor olacağını belirterek, önce testere ile böleceklerini sonra bıçakla daha küçük parçalara ayıracaklarını söyledi. Bal kabağının şifalı gücü İçerdiği A, C ve E vitaminleriyle adeta bir besin deposu olan bal kabağı, bağışıklık sistemini destekleyerek vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor, kalp sağlığını düzenliyor ve kanser riskini azaltmaya yardımcı oluyor. Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden olan bal kabağı, taşıdığı yüksek besin değerleri sayesinde sağlık açısından pek çok fayda sunuyor. Bal kabağı meyvesi, özellikle A, C ve E vitaminleri açısından zengin bir kaynak olup, düzenli tüketildiğinde vücut fonksiyonlarına önemli katkılarda bulunuyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.