SON DAKİKA
Hava Durumu

#Basın

YENİŞEHİR YÖREM - Basın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Basın haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BGC’den Bursa Emniyet Müdürü Gökçe'ye ziyaret Haber

BGC’den Bursa Emniyet Müdürü Gökçe'ye ziyaret

Ziyarette, cemiyete ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu, buna paralel olarak en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyledi. Doğru, hızlı ve tarafsız habercilikte bilgiye zamanında ulaşmanın önem taşıdığını ifade eden BGC Başkanı Kolaylı, hem polisin, hem de gazetecilerin kamu adına görev yaptıklarını belirterek, "Öncelikle BGC yönetim kurlu olarak Bursa’daki yeni görevinizin hayırlı olmasını diliyoruz. Halkın haber alma özgürlüğü adına görev yapan basın mensubu arkadaşlarımız kaynağından doğru bilgi aldığında, kamuoyu doğru bilgilendiriliyor. Bu anlamda emniyet müdürlüğümüz ile basınımız arasında yıllardır süregelen doğru bilgiyi kaynağından alma anlamında işbirliği var. Bilgi akışının sağlıklı işlemesi açısından haberciler olarak bu iletişimin devam etmesini bekliyoruz" dedi. Bursa Emniyet Müdürü Kadir Gökçe’yi, BGC merkezi, Bursa Basın Müzesi, BGC Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi ve etkinlik salonlarının yer aldığı Basın Kültür Sarayı’na da davet eden BGC Başkanı Nuri Kolaylı, "Toplum yararına her konuda destekçiniz olacağız" dedi. Ziyarette konuşan Bursa Emniyet Müdürü Kadir Gökce de, Polis Akademisi’nden 1992 yılında mezun olarak Komiser Yardımcısı rütbesiyle Konya’da göreve başladığını, o günden buyana da basın mensuplarıyla kamu adına iletişim içinde olduğunu ifade eti. Son olarak 2023 yılında atandığı Hatay İl Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürürken de basın çalışanlarıyla iletişimi en üst seviyede sağlama gayreti içinde olduğunu söyleyen Bursa Emniyet Müdürü Kadir Gökce, "Bursa’yı tanıma sürecini hızla tamamladım diyebilirim. Asayiş açısında nüfusa oranla oldukça iyi durumdayız. Hedefimiz başta uyuşturucu olmak üzere suça karşı gerekli mücadeleyi sürdürerek, hukuk ve Anayasa çerçevesinde vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini en üst seviyede sağlamak olacak. Bu süreçte sizlerle de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi anlamında işbirliği içinde olmaya özen göstereceğiz" dedi. Ziyarete Cemiyet Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Işıkkent, İbrahim Öge, Barış Yankı İçöz, Hasiye Yiğitbay, Ahmet Akhan, Necat Kırbulut, Enhar Güneş, Musa Öztürk, Hurşit Topal ile Genel Sekreter Sinan Tunç katıldı.

Erkılınç: Gazetelerimiz haber vermekten öteye geçmeli Haber

Erkılınç: Gazetelerimiz haber vermekten öteye geçmeli

BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç, Van, Bitlis ve Hakkari’de Kurum görev alanında bulunan gazete ve internet haber sitesi temsilcileriyle bölge toplantısında bir araya geldi. Van’da düzenlenen toplantıda konuşan Genel Müdür Erkılınç, Basın İlan Kurumu’nun 1 Nisan 2023’ten itibaren internet haber sitelerine resmî ilan vermeye başlamasıyla ikinci bir mecra, ikinci bir kaynak oluştuğunu kaydetti. “Fikir veren, analiz yapan gazeteler istiyoruz” Basının sorunlarının belli olduğunu ve bunları anlatırken tekrara düşmek istemediğini belirten Erkılınç, “Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada yazılı basın bitiyor, biz ise yaşatmaya çalışıyoruz. Yaşatmak için de ‘güç birliği’, ‘iş birliği’ ve ‘kalite’yi vurguluyor, ‘standartları yükseltin’ diyoruz. Artık haber vermekten öte fikir veren, yorum ve analiz yapan gazeteler olsun istiyoruz. Her ilimizi temsilen nüfus yoğunluğuna ve okur sayısına göre kaliteli gazetelerimiz olsun ki kamu kurum ve kuruluşları ilan vermekten içtinap etmesin” dedi. Basın kuruluşlarının lehine olacak her türlü mevzuat düzenlemesine katkı sunmaya çalıştıklarını ifade eden Erkılınç, “Gazetelerin yaşaması lazım diyoruz ama kendimiz ikna olmadığımız için kamuyu da ikna etmekten aciziz. Bürokratlarımız verdikleri ilanların hedeflerine ulaşmadığını ve kanun öngördüğü için ilan vermek zorunda kaldıklarını her defasında söylüyorlar. Dolayısıyla kamuyu bir şekilde internet mecrasına yönlendirmeye çalışıyoruz. Orada da durum çok iç açıcı değil” açıklamasında bulundu. “Tıklanma borsası oluştu” Bazı internet haber sitelerinin, Basın İlan Kurumu mevzuatında belirlenen asgari ziyaretçi trafik şartlarını sağlamak için yaptıkları manipülasyonlara değinen Erkılınç, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı. “Biz gazetecilik beklerken ‘haber içeriği’, ‘haber sayısı’, ‘personel sayısı’, ‘nitelikli ve doğru haber’den ziyade bir ‘tıklanmadır’ gidiyor” ifadesini kullanan Erkılınç, ‘tıklanma’nın da borsasının oluştuğunu söyledi. Genel Müdür Erkılınç, internet haber sitelerine hileli trafik satanlardan haberdar olduklarının da altını çizdi. “2 bakkal yeterken 10 bakkal açamazsınız” Konuşmasında gazete sayısının fazlalığına ve okur sayısının düşmesine dikkati çeken Erkılınç, şöyle devam etti: “Kâğıt, matbaa, personel, kira ve diğer kalemlerden bahsederek ‘gelirlerimiz giderlerimizi karşılamıyor’ diyorsunuz, doğru. Bir caddede 2 tane bakkal yeterken 10 tane bakkal açılmış. Hâlbuki 10 tane bakkal yerine daha çok ürün çeşidi olan, fiyatların daha ucuz olduğu büyük bir işletme açılırsa herkes kazanır. Sorunlar hiç değişmedi. Baskı sayısı düşsün isteniyor, daha nereye kadar düşürelim. Sonuçta bir kâğıdın matbaaya girip de prova baskısı çıkıncaya kadar 50 tanesi harcanıyor. ‘Haber bulamıyoruz, haber bulamadığımız için de gazeteler okunmuyor’ deniliyor. Herkesin elinde telefon, tablet ve bilgisayar var. Yakın bir olay üzerinden örnek verecek olursam; İran’a yönelik gece yapılan saldırı ancak ertesi gün gazetede yer alabiliyor. Televizyonlar bile artık haber vermekte geç kalıyor. Füzenin gidişini sosyal medyadan canlı seyrediyoruz. Basın İlan Kurumu olarak istiyoruz ki her şehirde belirli sayıda nitelikli gazetemiz olsun. Bunun yanında işini layıkıyla yapan internet haber siteleriyle bu işi sağlıklı şekilde yürütelim.” Herhangi bir gazeteye bağlı olmadan, sadece internet mecrasında varlık gösteren internet haber sitelerinin daha başarılı olduğunu söyleyen Erkılınç, Kurum görev alanındaki gazetelerin, verilen hakkı doğru kullanmayarak olumsuz alışkanlıklarını internet mecrasına taşımalarının kendilerini üzdüğünü ifade etti. “Çaresizliğimiz sizlere kıyamadığımızdan” “Ne baskı var, ne çalışan personel gerçek, ne trafik var, ne haber gerçek, haberlerin başlıkları tamamen yanıltıcı ama gazeteci kimliğiyle hepimiz ortadayız” diyen Erkılınç, şunları kaydetti: “Çaresizliğimiz sizlere kıyamadığımızdan, yoksa çaresiz değiliz. Belirli kurallara uyduğu sürece kimseye düşüncesinden dolayı müeyyide uygulamayız. Devletin kanunlarına, egemenliğine, bölünmez bütünlüğüne, kişilik haklarına aykırı hareket edilmediği müddetçe muhaliftir veya değildir, bir ayrımımız yok. Herkes edebi dairesinde elbette eleştirmeli. Doğruya doğru denmeli, zaten gazeteciliğin tanımı da bu değil mi?” İlan adetlerinin düşmemesi için çabaladıklarını belirten Erkılınç, basın kuruluşlarından da aynı gayreti göstermelerini isteyerek, “Gezmediğimiz kamu kurumu kalmadı. Kamu ilanları bu kadar fazlası yok, zarar ediyorsan durum bu. İki defa yüzde 100 zam yaparak durumu kurtardık” dedi. Genel Müdür Erkılınç, toplantıya katılan gazetecilerden, Resmî İlan ve Reklam Yönetmeliği’nde gerçekleştirilecek mevzuat güncellemeleri öncesinde görüş ve önerilerini 1 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla bik.gov.tr’de erişime açılacak form üzerinden Kuruma iletmelerini istedi. Van Valisi Balcı’ya ziyaret Toplantının ardından Genel Müdür Erkılınç, Van Valisi Ozan Balcı’yı makamında ziyaret ederek Kurumun bölgedeki çalışmaları hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Temasları sırasında Erkılınç’a Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Akçakoca ve Van Bölge Müdürü Arda Aşkın eşlik etti.

Süper Kupa finalinin iptali, Avrupa basınında geniş yankı buldu Haber

Süper Kupa finalinin iptali, Avrupa basınında geniş yankı buldu

2022-2023 sezonu Süper Lig şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası’nın sahibi Fenerbahçe, Turkcell Süper Kupa Finali’nde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da karşı karşıya gelecekti. Fakat Galatasaray ve Fenerbahçe’nin, Atatürk tişörtleri ve pankartlarla ısınmaya çıkmasına Suudili yetkililerin izin vermemesinden dolayı iki kulüp müsabakayı oynamama kararı aldı ve Riyad’dan ayrıldı. Yaşanılan bu olay dünya basınında geniş yer buldu. İspanyol basını AS’ta yer alan haberde, “Galatasaray ve Fenerbahçe, Suudi hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna çeşitli anma törenleri yapması reddetmesi nedeniyle oynamayı reddetti. Birkaç beklenen saatin ardından anlaşmaya varılamadı ve oyun oynanmayacak” ifadeleri kullanıldı. Marca ise, “Türk futbolundan son gelişmeleri aktarıyoruz: Galatasaray ile Fenerbahçe bu öğleden sonra Türkiye Süper Kupa finali oynayacaktı. Para kazanmak amacıyla ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 100. yılı anısına Suudi Arabistan’a getirilen muhteşem bir maç. Maçın oynanmasına birkaç dakika kala ara verildi. Bunun nedeni, Suudi yetkililerin, ısınma sırasında her iki kulübe de Mustafa Kemal Atatürk onuruna anma töreni yapılmasına (görünüşe göre antrenman formaları ve pankartlar) izin vermemesidir. Daha önce müzakere edilmemiş siyasi bir neden. Atatürk, bugün 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Öğleden sonra Riyad’da bir otelde ev sahibi ülkenin yetkilileri, Türkiye Spor Bakanı ve her iki takımın başkanları arasında uzun bir toplantı yapıldı ancak anlaşma sağlanamadı. Karşılaşma ileri bir tarihe ertelendi” cümlelerine yer verdi. Mundo Deportivo da haberinde, “Galatasaray ve F.Bahçe, Riyad’daki Süper Kupa karşılaşmasının başlamasına dakikalar kala oynamayı reddetti” başlığını kullanarak, “Türk futbolu son dönemde skandaldan skandala doğru gidiyor. Galatasaray ve Fenerbahçe, bu Cuma günü Suudi Arabistan’da oynanacak olan Süper Kupa’yı bu kez oynamayı reddetti. Maç, Cristiano Ronaldo’nun Al-Nassr Futbol Kulübü’nün maçlarını oynadığı Al Awwal Park’ta oynanacaktı. İki takım, anlaşmaya vararak oyuncuların sahaya çıkmasını engelledi" denildi. İngiltere basını İngiliz Daily Mail gazetesinde de Süper Kupa finalinin oynanmaması geniş yer buldu. Gazete, "Riyad’daki Türkiye Süper Kupası iptal edildi" başlığının yer verildiği haberde, “Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki Türkiye Süper Kupa finali, ev sahibi Suudi Arabistan’la yaşanan anlaşmazlık nedeniyle iptal edildi. Kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonu ile görüşmelerde bulunması nedeniyle, yerel saatle 20.45’te başlama vuruşu öncesinde her iki takım da Al-Awwal Park stadına gitmedi. Türkiye Futbol Federasyonu, karşılaşmanın ertelendiğini ve ileri bir tarihte oynanacağını doğrulayan iki kulüpten ortak bir açıklama yaptı” değerlendirmesini yaptı. Portekiz basını A Bola, gazetesinde haberin başlığında “Riyad’daki Türkiye Süper Kupası, takımların oynamayı reddetmesi nedeniyle iptal edildi" ifadeleri kullanılırken, haberin devamında ise, “Reddedilmenin nedeni, Suudi hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle eski cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün anıldığı maç formalarının kullanılmasına yasak getirmesiyle ilgili. Kulüp başkanları ile Suudi hükümeti arasındaki görüşmeler tüm gün sürdü ancak anlaşma sağlanamadı ve takımlar kaldıkları otellerden bile ayrılmadı. Suudiler, forma kullanımını yasaklamanın yanı sıra, maç başlamadan önce stadyumun ses sisteminde Türk marşının çalınmasını da yasakladı” bilgileri yer aldı. Alman basını Alman Bild ise, “Çöldeki Türkiye derbisinde büyük tartışma” başlığıyla öne çıkardığı haberin devamı, “Şampiyon Galatasaray ile Türkiye Kupası’nı kazanan Fenerbahçe arasındaki Türkiye Süper Kupa düellosu iptal edildi. İki üst düzey takım arasındaki maçın aslında bu akşam saat 18:45 (TSİ 20.45) Arabistan Riyad’da oynanması gerekiyordu. Zaten bu konuda daha önceden de çok eleştiri vardı çünkü bu Türk futbolunun ticarileşmesi adına bir adım daha oldu. Fenerbahçe ve Galatasaray oynamayacak. Sebebi ise Suudilerle değerler konusunda yaşanan anlaşmazlık. Isınmalarda her iki takım da Atatürk forması giymek istedi. Suudiler buna karşı” şeklinde devam etti. Fransız basını Fransız So Foot, maça çıkmama kararıyla ilgili, “Bir karmaşa daha: Fenerbahçe, “Yurtta sulh, cihanda sulh" yazılı pankart açmak isterken, Galatasaray da “Ne mutlu Türk’üm diyene" yazılı pankart açmak istedi. Burada da Suudi Arabistan bu girişimi resmen reddetti. Türk gazetecilerin haberine göre, iki kulübün başkanları Dursun Özbek ve Ali Koç, TFF Başkanı ile istişarede bulunarak, organizasyonun yapılabilmesi için uzlaşma sağlamaya çalıştı. Maç saatinin gelmesine ve yerel taraftarların tribünlerde bulunmasına rağmen maç resmi olarak iptal edildi. Her iki takımın da gece İstanbul’a dönmeyi planlıyor” denildi. İtalya basını İtalyan Tuttosport’da da gerçekleşen maça çıkmama kararıyla ilgili yapılan haberde, “Riyad’da yapılması planlanan Türkiye Süper Kupası için geçerli olan ve yılbaşı arifesinde şampiyonun belli olacağı, Mauro Icardi’nin Galatasaray’ı ile Edin Dzeko’nun Fenerbahçe’si arasında oynanacak derbi maçı oynanmayacak. Her iki kulüp de İstanbul’a dönmüş olup, kupanın daha sonra ileri bir tarihte oynanacak şekilde iptal edilmesine karar verildi” şeklinde paylaşıldı.

Bursaspor'a PFDK'dan para  ve men cezası Haber

Bursaspor'a PFDK'dan para ve men cezası

Aynı zamanda yeşil-beyazlı kulübün Futbol Şube Sorumlusu Sedat Topaloğlu, basın mensubuna saldırdığı gerekçesiyle 5 resmi müsabakadan men edildi. TFF’den yapılan açıklama şu şekilde: “Bursaspor Kulübü’nün, 10.12.2023 tarihinde oynanan Ses İlaç Afyonspor-Bursaspor TFF 2. Lig Beyaz Grup müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 56 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına, aynı müsabakada Bursaspor Kulübü’nün, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde misafir kulüp olduğu müsabakada 4. kez gerçekleştirilmesinden dolayı 20 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.” Sedat Topaloğlu basın mensubuna saldırmasından dolayı 5 maç ceza aldı Ayrıca Bursaspor Futbol Şube Sorumlusu Sedat Topaloğlu da basın mensubuna saldırması gerekçe gösterilerek 5 maçtan men edildi. Açıklama şu şekilde: “Afyonspor maçında Bursaspor Kulübü görevlisi Sedat Topaloğlu’nun, basın mensubuna yönelik saldırısı nedeniyle 5 resmi müsabakadan soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ve 9 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına, aynı müsabakada Bursaspor Kulübü görevlisi Fetih Yakut’un müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle 1 resmi müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ve 9 bin TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.”

Hayri Türkyılmaz o ilçeye 3. dönemde de talip Haber

Hayri Türkyılmaz o ilçeye 3. dönemde de talip

CHP Mudanya ilçe binasında aday adaylığını açıklayan Türkyılmaz, “Mudanya'da kaldığımız yerden hizmete devam edeceğiz. Emin ellerde olan Mudanya kazanmaya devam edecek” dedi. Mudanya’da üçüncü dönem görev yapmak için resmi aday adaylığı başvurusunu yapan Hayri Türkyılmaz'ın basın toplantısına eşi Gülbahar Türkyılmaz, partililer, meclis üyeleri ile Mudanyalılar katıldı. CHP Mudanya İlçe binasını dolduran partililere seslenen Hayri Türkyılmaz, göreve başlarken Mudanyalılara verdiği sözleri hatırlatarak, "Bugün benim için önemli bir gün. 10 yıl önce Mudanyamıza hizmet noktasında girdiğim ön seçimi tüm engellemelere rağmen kazandım ve ardından 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde 25 yıl aradan sonra CHP’den Mudanya Belediye Başkanı seçildim. Kültürden sanata, sosyal belediyecilik örneklerinden turizme her alanda onlarca projeyi söz verdiğim gibi hayata geçirdim. Kentimizin geleceğini şekillendiren projelerimizi değerli hemşehrilerimle buluşturduk. Sponsor kullanmadan, bir kuruşluk işi bir kuruşa yaparak, alın terimizle çalıştık. Mudanya’da ilkleri gerçekleştirdik. Ürettiğimizi hakça paylaştık, büyüttük. Unutmayın ki dinlenmemek üzere yola çıkanlar, asla yorulmazlar.30 Mart 2014'te gururla diktiğimiz CHP bayrağını bir daha indirmemek üzere görev yaptık, görev yapmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. Bugün; kaynaklarını etkin kullanan, ürettiğini halkla paylaşan, tertemiz bir yönetim anlayışıyla adil, tarafsız, mutlu bir şehir oluşturmuş olmanın gururunu yaşadığını kaydeden Başkan Türkyılmaz, “Zübeyde Ana Çocuk Akademisi, Cumhuriyet Meydanı Projesi 1. Etabı, MUDAŞ Sosyal Tesisi, Yıldıztepe Sosyal Yaşam Merkezi 1. Etabını tamamladık. Tirilye Sanat Evi, Taş Mektep Akademi, Mudanya Hal Kahveleri, Kumyaka Çevre Sağlıklaştırması, Cumhuriyet Gençliği Spor ve Kültür Evi, Orhan Kemal Kütüphanesi, Ekopark Projesi, Bademli Hanımeli İmece Evi, Halitpaşa Kapalı Pazaryeri gibi söz verdiğimiz projelerimizi hayata geçirdik. Mütareke Meydanı- İsmet İnönü Parkı’nı yeniledik. ‘Topraktan Halka, Tarladan Sofraya’ projesiyle Mudanya’da toprağın bereketini hakça paylaşıyoruz. Belediyemize ait arazi ve parklardan topladığımız zeytinleri zeytinyağı haline getiriyor. Zeytin Dalı’na kayıtlı ailelerimize dağıtıyoruz. Şimdi de belediyeye ait arazilerimizde dönüşümlü olarak ay çiçek ve buğday ekip, elde edilen ürünleri yine ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Sosyal demokrat belediyeciliğin en güzel örneğini veriyoruz. Söz verdiğimiz gibi, projelerimizi tamamladık. Mudanyalıların başını öne eğdirmemiş, her zaman gurur duyacağı bir belediye başkanı olarak görev yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Mudanya için gece gündüz çalışmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Sırakaya: ''Önemli olan kimlik değil birlik siyaseti'' Haber

Sırakaya: ''Önemli olan kimlik değil birlik siyaseti''

Binlerce yıllık tarihinde 16 büyük imparatorluk kurmuş Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin diplomasi tecrübesinin diğer ülkelerle karşılaştırılmayacak kadar kadim ve bilge olduğunu ifade eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, "Bu tecrübe AK Parti iktidarı ile birlikte devlet aklının parçası hâline gelmesi ile Balkanlar'dan Filistin’e, Arakan'dan Kırım’a, Somali’den Suriye’ye, Uygur Türklerinden Ahıska Türklerine, soydaşına ve din kardeşine sahip çıkan tek ülke Türkiye’dir. İslam düşmanlığıyla, ırkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla ve ötekileştirmeyle uluslararası platformlarda mücadele edilen tek ülke yine Türkiye’dir. Ayrım yapmaksızın FETÖ’den, PKK, YPG, DEAŞ’a adı ne olursa olsun bütün terör örgütleriyle başarılı bir şekilde mücadele eden tek ülke yine Türkiye’dir. Bunca yıl tuğla üzerine tuğla koymamış, herhangi bir esere imza atmamış olanların aksine, asırlık hedeflere yöneliyoruz ve buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Kimlik siyasetini değil birlik siyasetini destekliyoruz. Kutuplaştırmak yerine bütünleştiriyoruz, nefret siyaseti yerine muhabbet siyaseti yapıyoruz. Milletimize büyük bir sevgi ve aşkla yaklaşıyoruz" dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili ve Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Seda Gören Bölük ise konuşmasında, dış politika yapım sürecinin uzun ve meşakkatli olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi: "Kimi zaman temel iskeleti değişmese de süreç içerisinde akışkan olması gereken bir süreç. Dolayısıyla da bu sürecin devletler dışında da bir sürü aktörü liderler var. Biz en önemli örneğini yaşıyoruz belki de, dış politikada en marka liderlerden bir tanesine sahibiz. Uluslararası örgütler bu dönemde yaşadığımız bu sıkıntılı süreçte başarısızlıklara en çok tanık olduğumuz aktörler uluslararası örgütler. Sivil toplum kuruluşları, medya ve siyasî partiler bu sürecin günümüz paydaşlarından bir kısmı. Biz de bugün burada bu aktörlerden birisinin genel merkez ve il temsilcileri olarak onurlu dış politika anlayışımızın önemli başlıklarını konuşacak ve anlamlı bir beyin fırtınası yapacağız." AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen de yaptığı konuşmada, "Bursa’nın çok özelliği var. Ama en önemli özelliklerinden bir tanesi Bursa hâlâ Rumeli şehri. O özelliğini hâlâ devam ettiriyor. Ben de 1958’de Kosova’dan göç eden bir ailenin bir evladı olarak Bursa’da siyaset yapıyoruz. Yüzyıllar boyunca Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Afrika’da ve Avrupa’nın içlerine kadar hükmetmiş bir imparatorluğun bakiyesi olarak devam eden cumhuriyetin evlatlarıyız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla, dış politikada izlediğimiz siyaset neticesinde bugün Türkiye bölgesel güç olmaktan çıkmış küresel güç hâline gelmiş bir ülke konumunda. Bursa’nın ayrıca bir özelliği Balkan dostluk grubu başkanları noktasında misyon üstlenmiş durumda. Kosova, Sırbistan ve Makedonya dostluk grubu başkanlıkları bizdeydi. Bu dönem buna ilaveten Bulgaristan’ı da Bursa’ya dahil etmiş olduk. Bursa Bulgaristan’dan göç eden en fazla nüfusun yaşadığı şehirlerin başında geliyordu. Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilçe belediyelerimizin de balkanlardaki belediyelerde kurulan kardeş belediyeliklerle ilişkilerin pozitif yürütülmesinde de önemli bir görevi yerine getiriyoruz" dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın Osmanlı’nın kurucu başkenti olduğunu ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını belirterek, “Bursa ilk 6 padişahın meftun olduğu, Allah dostuna mekân teşkil eden şehir. Farklı medeniyetlerin izlerini hâlâ taşıyor. Bizim ana görevlerimizden bir tanesi de bol bol restorasyon yapmaktır. Eski eserleri onarmak, ayağa kaldırmaktır. Belediye olarak asli görevlerimizden bir tanesi budur. Bunun yanında sanayi, tarım, turizm yönüyle çok farklı değerlere sahip. Ben göreve geldikten sonra 3-4 tane yeni daire başkanlığı ihdas etmiştim onlardan bir tanesi de dış ilişkiler ve turizm daire başkanlığıydı. Müstakil bir daire başkanlığı yoktu. Şehrimizin 27 tanesi yurt dışında 19 tanesi yurt içinde olmak üzere 46 civarından kardeş şehrimiz var. Bursa başta Balkanlar olmak üzere Kafkaslardan yoğun göçlerle büyümüş bir şehir” şeklinde konuştu. AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan da Bursa’nın özel bir şehir olduğunu belirterek, “Özellikli dış ilişkiler açısından hem Türkiye hem de uluslararası manada önem arz ediyor. Çünkü 1878 Rusya savaşlarından sonra Bursa'ya başlayan göçlerle beraber Bursa bu konuda Türkiye’nin en dikkat çeken şehri oldu. Yaklaşık şu an 3 milyon 200 bin nüfusumuzun yüzde 40’ını göçmenlerimiz oluşturuyor. Yunanistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya’dan bahsettiğiniz zaman Bursa’nın bundan etkilenmeme imkânı yok. Dolasıyla orada bir seçim olduğu zaman sanki Bursa’da bir seçim olmuş gibi saha etkileniyor. Son zamanlarda Bursa ile ilgili olarak turizm, sanayi ve tarım açısından Türkiye’nin önce gelen illerinden bir tanesi. Ve Türkiye’nin 4. büyük kenti. Özellikle sanayi açısından Türkiye’nin önde gelen illerinden olması sebebiyle biz merkezi hükümet olarak almış olduğumuz politikalarda nüfusumuz ciddi manada etkileniyor. Çünkü yaklaşık 3 milyon 200 bin nüfusun 2 milyon 250 bini şehrin merkezinde yaşıyor. 1 milyon 100 bine yakın sigortalısı, 550 bine yakın emeklisi olunca yüzde 70 nüfus merkezi hükümetin politikalarıyla ciddi manada etkilenmiş oluyor. Bu sanayi şartlarından bir tanesi de göçmen politikalarıyla ilgili olarak yerelde etkileniyoruz. 3 milyon 200 bin nüfusun üzerine de 250 bin civarında izinli göçmeni ilave ettiğimiz zaman ciddi manada popülasyonumuz etkileniyor. Bunun 170 bin civarında izinli olarak gelen Suriyelisi, onun haricindekiler diğer ülkelere ait sanayi bölgesi olması hasebiyle dikkat çekiyor. Bu da bizim dış politikalarla ilgili olarak almış olduğumuz kararlar noktasında Bursa’nın ne kadar özelde etkilendiğini gösteriyor. Özellikle Bursa’yı çok yakından tanıması hasebiyle hem de yurtdışında bulunduğu süre içerisinde uluslararası politikalarımızda belediyeci rol olması sebebiyle genel başkan yardımcıma Bursa’yı seçmesi sebebiyle çok teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından program basına kapalı olarak devam etti. Toplantıya İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Kırklareli, Tekirdağ, Balıkesir, Yalova, Edirne, Bilecik ve Çanakkale'den gelen partililer katıldı.

Sağlık çalışanları İsrail’in soykırımını protesto etti Haber

Sağlık çalışanları İsrail’in soykırımını protesto etti

Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu, sağlık çalışanlarıyla birlikte Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma hastanesi önünde İsrail'in Filistin halkına ve sağlık çalışanlarına karşı yaptığı soykırımı protesto etti. Siyah önlüklerini giyen sağlık çalışanları, ellerindeki dövizlerle biran önce savaşın durmasını istedi. Platform adına konuşan Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Gökhan Yünkül, "Sağlık çalışanlarımızı temsil eden beyaz önlüklerimizi çıkardık. Siyah önlüklerimizi giydik. Gazze’de artık beyaz önlüğün anlamı kalmadı. Kanla lekelenerek kızıla boyanan önlükler yıkılan enkazların tozu toprağıyla siyaha döndü. Bizlerde hayatını kaybeden Gazzeli sağlık çalışanlarımız için siyah önlükler ile meydanlarda onların yanında olduğumuzu haykırıyoruz. 45 gündür, insanlığın rafa kaldırıldığı, hiçbir ayrım gözetilmeksizin bebek, çocuk, genç, yaşlı, kadınların dünyanın gözü önünde canlı yayınlarla soykırıma tabi tutulduğu bir vahşeti seyretmekteyiz ve şahit olmaktayız. Bizlerin seyretmeye dayanamadığı bu görüntüleri Filistinliler bizzat yaşamaktadır" dedi. Ortada hastane kalmadığı için sokaklarda sağlık hizmeti vermeye çalışan bir avuç sağlık çalışanı belki de dünyanın en zor şartlarında bu işi yapmakta olduğunu ifade eden Yünkül, "Sağlık malzemesi olmadan ellerinde kalan ne varsa onunla sağlık hizmeti vermeye çalışan Gazzeli sağlık çalışanı kahramanları Bursa’daki sağlık çalışanları olarak selamlıyoruz. Uluslararası hukukun, savaş hukukunun, uluslararası ceza hukuk kurallarının ve insan haklarının yok sayıldığı bir tabloda inisiyatif sahibi olacak merciler ve Devletler bu vahşetin önüne geçmek yerine, bunu teşvik edecek açıklamalar, tavırlar sergilemekte ve bu soykırımın ortağı olmaktadırlar. Terör devleti İsrail’in hayasızca saldırılarının başladığı 45 gündür 17 bin 500 insan katledildi. Bunların 7 bine yakınını çocuklar oluşturmaktadır. Evet, BM Genel Kurulunda 1989 yılında imzalanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile birlikte tüm dünyada 21 Kasımda Dünya Çocuk Hakları Günü kutlanıyor ve bu sene de kutlandı. Böylesi bir günü ihdas eden BM ve alt kuruluşları 45 gündür saatte 5 çocuğun öldürüldüğü, dünyada en kısa sürede en çok çocuğun katledildiği Gazze’de yaşanan soykırımı basit üzüntü ve eleştiri açıklamaları ile geçiştirdiler" diye konuştu. Birleşmiş Milletlere ve UNICEF’e seslenen Yünkül, "Batının hegemonyası altına alınmak ve tutulmak istenen bölge ve ülkelerde çocukların mahrumiyetlerine dair kötü karne yayınlamakla şöhret bulan bu uluslararası kuruluşlar 45 gündür neden gözlerini Gazze’ye kapatıyor? Gazze, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ve gününün ne yanına düşüyor. Bu hafta bütün Dünya’da kutlanan “Çocuk Hakları Günü” ne anlama geliyor? Her zaman ve her şartta korunması, kollanması gereken çocuklar bilinçli olarak bu saldırıların hedefi olmaktadır. Çünkü İsrail’in nihai hedefi bir soykırımdır. Geçmişte yaşadığı soykırımdan kaçarak, sığındığı Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği bu alçaklığın tarifi yoktur. Terör devleti İsrail bu süreçte dokunulmazlığı olan her şeye saldırdı. 22 hastaneyi, 55 kliniği kullanılmaz hale getirdi. 46 ambulansı bombalayarak yok etti. 60 basın mensubunu katletti. 80 cami ve 3 kiliseyi bombaladı. Yüzlerce okulu, Birleşmiş Milletler ofislerinin içine sığınan masum sivilleri bile bile bombaladı. Bizler, Filistin davasının ezeli ve ebedi savunucuları olarak ilk günden bugüne kadar bu insanlık ayıbına karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Gücümüzün yettiği, sesimizin ulaşabildiği her yere bu katliamları duyurmak bizlerin asli vazifesidir" şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.