SON DAKİKA
Hava Durumu

Ulu önderimizi özlemle andık

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Ölümünün 83'üncü Yıldönümünde dün düzenlenen törenlerle anıldı.

Haber Giriş Tarihi: 11.11.2021 15:05
Haber Güncellenme Tarihi: 11.11.2021 15:05
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenisehiryorem.com/
Ulu önderimizi özlemle andık

10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni, Yenişehir'de Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasıyla başladı. Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunulmasının ardından Saat 09.05'te 3 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu. Göndere çekilen bayrağın yarıya indirilmesiyle buradaki tören sona erdi. Çelenk sunma törenine Kaymakam Rahmi Köse, Garnizon Komutanı Albay Kadri Bahtiyar, Belediye Başkanı Davut Aydın, Cumhuriyet Savcısı Seyda Korkmaz, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, öğrenci ve vatandaşlar katıldı.



Çelenk sunma töreninden sonra Koç İlköğretim Okulu'na geçildi. Burada, Yenişehir Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi (YEGAL) tarafından hazırlanan program izlendi. YEGAL Müdürü Mustafa Kiraz'ın günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasından sonra kompozisyon ve şiir yarışmalarının 1'incilerinin eserleri okundu. Atatürk'ün sevdiği şarkılar söylendikten sonra yapılan ödül töreninin ardından program sona erdi.
 
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Ölümünün 83'üncü Yıldönümünde dün düzenlenen törenlerle anıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk sunulmasının ardından Koç İlköğretim Okulu'na geçilerek Yenişehir Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan anma programı izlendi. YEGAL Müdürü Mustafa Kiraz'ın günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasından sonra kompozisyon ve şiir yarışmalarının 1'incilerinin eserleri okundu. Atatürk'ün sevdiği şarkılar söylendikten sonra yapılan ödül töreninin ardından program sona erdi.


     Yenişehir Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi Müdürü Mustafa Kiraz'ın günün anlam ve önemine ilişkin konuşması şöyle: Sayın Kaymakamım, Sayın Garnizon Komutanım, Sayın Belediye Başkanım, Saygıdeğer Protokol mensupları, basınımızın güzide temsilcileri, kıymetli misafirler ve sevgili öğrenciler;
Bugün Türk’ün Büyük Atası, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ebediyete uğurlayışımızın 83. yıldönümü. Atanın gidişini en güzel anlatan şiirlerden birinde şöyle diyor şair:
Gidiyor, rast gelmez bir daha tarih eşine,
Gidiyor, on yedi milyon kişi takmış peşine…
Gidiyor, onsuz olan kudreti sığmaz akla,
Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla…
Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar,
Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar…
Gidiyor, harbin o korkulu aslan yelesi,
Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi…
Dile kolay tam 83 yıl olmuş Atamızdan ayrılalı. Yani 83 yıldır sürüyor bu yas. Her yıl 10 Kasımda kadın-erkek genç-yaşlı çoluk-çocuk ağlıyoruz ardından. “Mustafa Kemal’i düşünüyoruz gözlerimiz kapalı…” ya da “Mustafa Kemaller tükenmez…” diye avutuyoruz kendimizi, onun gittiğini ve bir daha geri gelmeyeceğini bile bile. Oysa yapmamızı istediği bu değildi Atanın. Arkasından ağlamak, yas tutmak, avunmaya çalışmak değildi. O, en büyük eseri olarak “Cumhuriyet”i görüyordu. Ve Cumhuriyet’i gençlere, yani bizlere, yani sizlere emanet etmişti. En büyük hayali hür ve bağımsız Türkiye’ydi. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmış, büyümüş, güçlenmiş, gelişmiş bir Türkiye… Atatürk’ün bizlere vasiyeti buydu ve gerçekleştirmemizdi bu hayalini, arkasından ağlamamız değil. Onun gidişi her şeyin bitişi olmamalıydı. Tam tersi artık daha sıkı sarılmalıydık çalışmaya. Ve daha çok çabalamalıydık Atamızın vasiyetini yerine getirmek için.



Peki biz ne yaptık? Ne yaptık bunca yıldır arkasından ağlamaktan başka? Ne yaptık vasiyetini gerçekleştirmek için? Ona layık olmak için ne yaptık? Hakkından gelebildik mi yokluğun sefaletin? Uzaya Türk adını yazabildik mi Atatürk kapsülüyle? Uluslar fethine çıkarken uzak dünyaların biz de aralarına katılabildik mi? Bu muydu Atatürk’ü anlamak? Bu muydu Türk Gençliği’nin Ata’ya cevabı?

10 Kasımda Atatürk’ü ebediyete uğurlarken, onun yarım bıraktıklarını tamamlamaya ulusça söz verdik, emanetini genç nesillere en güzel şekilde aktarmak için.

Aslında bizden beklediği çok şey değildi. O, bunu çok veciz bir şekilde özetlemiş. Diyor ki; “Bir tek şeye ihtiyacımız vardır; Çalışkan Olmak”. Yani üstümüze düşen görevi en iyi şekilde ve dürüstçe yapmak. Öğrenci öğrenciliğini, öğretmen öğretmenliğini, yönetici yöneticiliğini, çöpçü çöpçülüğünü… kısacası herkes görevini layıkıyla ve dürüstçe yapmalı. Zaten bundan başka bir şey yapmaya gerek kalmayacaktır o zaman. O zaman Cumhuriyet yükselecek ve çağdaş ulusları yakalayıp ilerisine geçecektir. Ulu Önderin bizlere olan vasiyeti de gerçekleşmiş olacaktır.

Ancak bunun için beklemeye tahammül yok artık. Bir an önce atmalıyız üstümüzdeki ölü toprağını. Ve bir an önce sıvamalıyız kolları, başlamalıyız çalışmaya. Aman canım bana ne demeden, yapılacak işleri görmezden gelmeden, tembellik etmeden ve bıkmadan yorulmadan çalışmalıyız. Elimizi taşın altına koymaktan, ve vatan millet uğruna fedakarlık yapmaktan çekinmeden.
Ve bizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsak dahi Atamızı takip etmeliyiz… Cumhuriyetin bizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istediğini asla unutmadan…

Artık bırakmalıyız yas tutmayı 10 kasımlarda… Mustafa Kemal’i anladığımızı göstermeliyiz, emanetine sarılıp var gücümüzle çalışarak. Tıpkı Bilge Kağan’ın dediği gibi; “Ey Türk, titre ve kendine dön!”
Ebediyete intikalinin 83. yılında Ulu Önderimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor saygılar sunuyorum."



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.