Bilinçsiz sulama öldürmüş olabilir

"SUYUN İÇİNDEKİ OKSİJEN AZALIR"
Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, “Baraj kapakları kapatıldığında barajı besleyen mansab tarafındaki akarsulara canlıların etkilenmemesi için can suyu bırakılmaktadır. Ancak bırakılan can suyunun sulama amaçlı bilinçsizce kullanılmasıyla su seviyesi ve suyun içindeki oksijeni azalmaktadır. Oksijenin azalması, yok denecek seviyelere inmesi balık ölümlerine neden olmaktadır. Zaten kuraklığın etkisi altında su seviyesi azalan akarsulardan, nehirlerden sulama amaçlı kontrolsüz sulamanın olumsuz sonuçları oluyor" diye konuştu.
"DOĞA BİZDEN İBARET DEĞİL"
Son yıllarda etkin olan iklim krizinin Türkiye’ye yansımalarının ciddi şekilde görüldüğünü hatırlatan DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir ise göllerin, barajların, göletlerin kuruduğunu, suların azaldığını söyledi. Burada yaşanan olayda da her koşulda baraj havzasına can suyu verilmesi gerektiğini belirten Demir, “Doğa sadece bizlerden ibaret değildir. Orada yaşayan balıklar, su kuşları, bitkiler vardır. Doğa o sudan faydalanmak zorundadır. Suları sadece kendimiz için barajlara veya göletlere hapsederek tutamayız. Doğayı da korumak zorundayız" diye konuştu.

 Yenişehir Boğazköy’de balık ölümleri üzerine Yenişehir Kaymakamlığı, soruşturma başlattı. Uzmanlarsa balık ölümlerinin barajlardan bırakılan can suyunun bilinçsiz kullanımı yüzünden gerçekleşmiş olabileceğini söyledi.
 Geçtiğimiz hafta Yenişehir Boğazköy’de balık ölümleri gerçekleşti. Konu ile ilgili açıklama yapan Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon ve Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş, tarım arazilerine kontrollü su sağlanması için Boğazköy Barajı’nın kapaklarının kapanması sonucu Yenişehir’e bağlı bölgelerde balık ölümlerinin meydana geldiğini belirtip, yetkililerle yapılan görüşmeler sonucu bölgeye tekrar su verildiğini söyledi.

 
TARIM SIKINTIYA GİREBİLİR
 Aktaş, “Şu anda küresel ısınma nedeniyle büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Eğer baraj ve göletlerde yeteri kadar su olmazsa, tarımda üretim çok ciddi sıkıntı içine girecektir” dedi. Bu gelişmelerin ardından Yenişehir Kaymakamlığı, balık ölümleriyle ilgili soruşturma başlattı.
 Yaşanan olayı değerlendiren Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, mevsimsel etkenlere bağlı dönemsel olarak barajlardaki su seviyesinin değişmesi durumunda baraj kapaklarının açılıp, kapatılabildiğini söyledi. İklim değişikliğinin etkisiyle yağışların azalması sonucu kuraklığın; dere, göl gibi su kaynaklarındaki canlılığı ciddi seviyede etkilediğine dikkat çeken Dindar, “Baraj kapakları kapatıldığında barajı besleyen mansab tarafındaki akarsulara canlıların etkilenmemesi için can suyu bırakılmaktadır. Ancak bırakılan can suyunun sulama amaçlı bilinçsizce kullanılmasıyla su seviyesi ve suyun içindeki oksijeni azalmaktadır. Oksijenin azalması, yok denecek seviyelere inmesi balık ölümlerine neden olmaktadır. Zaten kuraklığın etkisi altında su seviyesi azalan akarsulardan, nehirlerden sulama amaçlı kontrolsüz sulama yapılması maalesef canlılığın sonlanmasına neden olmaktadır” diye konuştu.

 
SULAMA TEKNOLOJİLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ
 Sulama ile ilgili çiftçinin bilinçli davranması ve su tasarrufu sağlayacak sulama sistemlerinin kurulmasının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dindar, “Tarımda üretimin tehlikeye girmemesi için sulama göletlerinin su seviyeleri yeterli olması kadar sulama teknolojilerinin iyileştirilmesi de önümüzdeki dönemlerde iklim değişikliğinin etkilerinin yönetilmesinde oldukça kritik olacaktır” dedi.
 Son yıllarda etkin olan iklim krizinin Türkiye’ye yansımalarının ciddi şekilde görüldüğünü hatırlatan DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, göllerin, barajların, göletlerin kuruduğunu, suların azaldığını söyledi. Burada yaşanan olayda da her koşulda baraj havzasına can suyu verilmesi gerektiğini belirten Demir, “Doğa sadece bizlerden ibaret değildir. Orada yaşayan balıklar, su kuşları, bitkiler vardır. Doğa o sudan faydalanmak zorundadır. Suları sadece kendimiz için barajlara veya göletlere hapsederek tutamayız. Doğayı da korumak zorundayız. O nedenle iklim krizi ile mücadeleye devam edilmeli. Paris İklim Anlaşması da imzalandı. Bununla birlikte doğanın ve diğer canlıların da su hakkını korumak, gözetmek zorundayız” diye konuştu.