SON DAKİKA
Hava Durumu

"Toprak korunması gereken bir canlıdır"

Yenişehir Ziraat Odası ve Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sadi Aktaş, toprağın korunması için herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini vurguladı.

Haber Giriş Tarihi: 16.06.2021 12:37
Haber Güncellenme Tarihi: 16.06.2021 13:39
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenisehiryorem.com/
"Toprak korunması gereken bir canlıdır"

"TOPRAK BAYRAMI KUTLU OLSUN"
Yenişehir Ziraat Odası ve Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sadi Aktaş, “Toprak, kutsal anlamda hepimiz için ‘vatan’ demektir. Toprak en değerli varlığımız, üzerinde üretim yaparak geçimimizi sağladığımız ekmek teknemizdir. Gelecek nesillerden ödünç aldığımız topraklarımız, gıda güvenliğimizin teminatıdır. Topraklarımızı koruyamazsak miras olarak çocuklarımıza açlık bırakırız. Bereketli topraklarımızın kıymetini bilmeliyiz” dedi. Aktaş tüm üreticilerin Toprak Bayramı’nı kutladı.
 
"TARLADA KAL TÜRKİYE'M"
Dünyada beklenen gıda krizlerine karşı, ülkemizin bu krizlerden etkilenmemesi ve ülke insanının yeterli gıdaya erişebilmesi için toprakların korunması, imara açılarak kaybedilmemesinin hayati önem taşıdığını anlatan Aktaş, "Üreticilerimizin üretimden kopmaması için tüm önlemlerin alınması gerekmektedir. Pandemi nedeniyle ‘Evde Kal Türkiye’m’ sloganı elbette çok önemliydi. Ancak ‘Tarlada Kal Türkiye’m’ sloganı tüm zamanlar için çok daha önemlidir. Herkesin bu gerçeği asla unutmaması gerekir" dedi.
 
İÇERİYE DEVAM VERELİM...
 
     Pandemi dönemi boyunca toprağın ve tarımsal üretimin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Yenişehir Ziraat Odası ve Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sadi Aktaş, “Toprağın önemini kavrayan ülkeler, artan gıda talebinin karşılanmasını, çevre ve tarımın sürdürülebilir olmasını sağlamak için tarım politikalarını buna göre şekillendirmektedir. Gıda fiyatlarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı göz önünde bulundurulduğunda tarım sektörü daha da stratejik hâle gelecektir” dedi.
     Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşadığımız pandemi döneminde dünyada ülkelerin ihracatlarına kısıtlamalar koyması, paranız olsa bile tarımsal ürünlere ulaşılamaması, yerli ve millî üretimin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu tüm ülkelere göstermiştir. Bu nedenle, dünyada yaşanacak gıda krizleri birçok ülkede ulusal güvenlik sorunu oluşturacaktır. Ülkemizde böyle bir sorun yaşamak istemiyorsak Allah’ın bize bahşettiği bereketli Anadolu topraklarını korumak ve kollamak zorundayız. Bu verimli topraklarda üretmeye mecburuz. Dünyada beklenen gıda krizlerine karşı, ülkemizin bu krizlerden etkilenmemesi ve ülke insanımızın yeterli gıdaya erişebilmesi için topraklarımızın korunması, imara açılarak kaybedilmemesi ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Üreticilerimizin üretimden kopmaması için tüm önlemlerin alınması gerekmektedir. Pandemi nedeniyle ‘Evde Kal Türkiye’m’ sloganı elbette çok önemliydi. Lakin ‘Tarlada Kal Türkiye’m’ sloganı tüm zamanlar için çok daha önemlidir. Herkesin bu gerçeği asla unutmaması gerekir. Toprak yoksa üretim yok, üretim yoksa gıda yoktur, gıda yoksa dışa bağımlılık kaçınılmazdır. Üreticilerimizin çok zengin ve köklü tarımsal üretim deneyimleri olduğu gerçeğinden hareketle, topraklarımızı koruyarak üzerinde verimli üretim gerçekleştirirsek dünyada beklenen gıda krizlerini fırsata çevirip, gıda ihracatımızı artırarak ciddi döviz geliri elde edebiliriz.”


"ÜLKEMİZDE ÇÖLLEŞME
TEHLİKESİ BULUNMAKTADIR"

     Toprağın yaşayan ve korunması gereken bir canlı olduğunu ifade eden Aktaş, bir santimetre kalınlığındaki toprağın 100 yılda oluştuğuna dikkat çekti. Böylesi hayati bir hususun toprak bilinci aşılanırken önemle üzerinde durulması gerektiğine işaret eden Aktaş, bunun tüm nesillere bıkmadan anlatılması gerektiğine işaret etti. Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemiz topraklarının en önemli sorunları; erozyon, tuzluluk-çoraklaşma, tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımı, arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve toplulaştırmanın henüz bitirilememesidir. Erozyon, uzun yıllar sonucu oluşmuş verimli toprakların kısa bir sürede elden çıkmasına neden olmaktadır. Dünyada aralarında ülkemizin de yer aldığı pek çok ülkede erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesi bulunmaktadır.
Ülkemiz topraklarının yüzde 63’ünde şiddetli ve çok şiddetli, yüzde 20’sinde orta, yüzde 7’sinde ise hafif derecede erozyon görülmektedir. Topraklarımızın yüzde 90’ında görülen erozyon nedeniyle yılda 1,4 milyar ton toprak kaybedilmektedir. Bu kadar toprak, su ve rüzgâr etkisiyle taşınmaktadır. Yani her yıl Kıbrıs kadar bir toprağı kaybediyoruz ve buna engel olamıyoruz."

"TARIMLA UĞRAŞANLAR
GEÇİM SIKINTISI ÇEKİYOR"

Erozyonun, fiziki ve biyolojik çevreye etkilerinin yanında sosyo-ekonomik çevreye de zarar verdiğini dile getiren Aktaş şunları kaydetti: "Tarım alanlarının azalması, çayır, mera alanlarının giderek daralması ve nüfusun artmasıyla birlikte tarımla uğraşan insanlar geçim sıkıntısı çekmekte ve göçe zorlanmaktadır. Topraklarımızı kaybetme nedenlerimizden biri de amaç dışı kullanımdır. Her yıl binlerce dekar verimli tarım arazisi, konut, sanayi, turizm yapılaşmaları, kara yolu yapımı ve hobi bahçeleri kurulması gibi nedenlerle elden çıkmaktadır."

"ORGANİK MADDE AÇISINDAN
TOPRAKLARIMIZ YETERSİZ"

Ülke genelinde toprakların organik madde açısından yüzde 65’inin çok yetersiz, yüzde 25’inin orta, yüzde 7’sinin iyi ve yüzde 3’ünün ise çok iyi durumda olduğuna işaret eden Aktaş, bu sonuçlardan toprakların yaklaşık yüzde 90’ının organik madde yönünden yetersiz olduğu kaydetti. Aktaş sözlerini şöyle tamamladı: "Tarım arazilerimiz en büyük zenginliğimizdir. Arazilerimiz gelecek nesillerin bizlere emanetidir. Bizim görevimiz günü gelene kadar arazilerimizi korumak, geliştirmek, durumunu iyileştirmek ve zamanı gelince de sahibine yani gelecek nesillere aldığımız gibi bırakmaktır. Ne yazık ki tarım arazilerimiz 27 milyon 856 bin hektar iken son 30 yılda 4 milyon 720 bin hektar azalarak 23 milyon 136 bin hektara gerilemiştir. Bu alanlar geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkmaktadır. Bunun dışında arazilerimiz çok parçalı hâle gelmekte, her geçen gün üzerinde ekonomik üretim yapılabilirlikten uzaklaşmaktadır."
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.